Tülüce Y. (Yürütücü), Baydar N.
Yükseköğretim Kurumları Destekli Proje, 2022 - 2023
Kanser, dünya genelinde yıllık 10 milyondan fazla ölüm ile sonuçlanan hastalıklar arasında ilk sırada yer almaktadır. Kansere bağlı ölümlerde meme kanseri ikinci sıradadır. Meme kanseri en çok kadınlarda görülen bir malignitedir.
Kanser tedavisinde kullanılan birçok tedavi yöntemi bulunmaktadır. Bu yöntemlerden biri de son yıllarda çok popüler olan kanser immünoterapisidir. Kanser immünoterapisinin, tümör oluşumunu engelleyebildiği ve yan etkileri fazla olan diğer tedavilere alternatif olduğu belirlenmiştir. Kanser immünoterapisi, immün sistemi aktive ederek kanser hücrelerini yok etmeyi hedefler.
Kanser hücrelerinin immün sistem tarafından tanınmasını sağlayan bazı immün kontrol noktaları vardır. Bu kontrol noktalarından biri de PD-1/PD-L1 etkileşimidir. Diğer kanser hücrelerinde de eksprese edilen PD-L1, meme kanseri hücre hattı olan MCF-7 hücrelerinde de yüksek miktarda eksprese edilmektedir. PD-L1 ligandı, T hücrelerindeki PD-1 reseptörüne bağlanarak bu hücreler tarafından tanınmamayı sağlayan bir sinyal iletir. Kanser hücreleri bu mekanizma ile immün sistemden kaçarak tümör oluşturur.
Kanser immünoterapisi için genelde kısa ve kodlanmayan mikroRNA’lar (miRNA) kullanılmaktadır. miR-34a ise PD-L1 ligandının ekspresyonunu inhibe ederek PD-L l miktarını azaltan bir miRNA’dır. miRNA’lar çeşitli transfeksiyon ajanları.(retrovirüs, adenovirüs, nanoparçacık, lipozom) ile hücre içerisine aktarılır.
Yapılacak olan bu çalışmada MCF-7 hücrelerinde aşırı eksprese olan PD-L1 mRNA’sının miR-34a kullanılarak inhibisyonu sağlanacaktır. İmmün T(CD8+) hücreleri ve MCF-7 hücrelerinin ko-kültürü yapılarak uygulanan immünoterapinin, immün sistem kaçış mekanizması üzerindeki etkisi test edilecektir. Böylelikle kanser hücrelerinin immün sistem tarafından tanınması ve tümör oluşumunun önüne geçilmesi hedeflenmektedir. Bu şekilde bağışıklık sisteminin kanser hücrelerini tanıdığı ve onları apoptoz yoluna yönlendirdiği varsayılmaktadır. Bu çalışmanın kanser hastalığı için immünoterapötik tedavi yöntemlerinin daha fazla kullanılmasına yol açma potansiyeline sahip olması beklenmektedir.