Ertan B., Gencer Y. G.(Yürütücü)
Yükseköğretim Kurumları Destekli Proje, BAP Doktora, 2023 - 2024
Yaşlanma, modern toplumlar için önemli bir sosyoekonomik sorundur ve kardiyovasküler hastalıklar, nörolojik bozukluklar ve kanser dahil olmak üzere birçok patoloji için önemli bir risk faktörüdür. Bu hastalıklar arasında nörodejeneratif ve kardiyovasküler hastalıklar listenin başında gelmektedir. Gelişmiş ülkelerde; Demans, Alzheimer hastalığı ve iskemik serebral palsi belli bir yaştan sonra sıklığı artan hastalıklardır. Bu hastalıklar, sağlıklı bir yaşam için gerekli sistemlerde yaşlanma ile beraber mutasyonların birikmesi ve hücresel ve moleküler mekanizmaların yan etkileri sonucu ortaya çıkmaktadır (Niccoli ve ark., 2012). Egzersiz, farmakolojik müdahalelerden kaynaklanabilecek ek yan etki yükü olmadan mortaliteyi büyük ölçüde azaltır. Biyolojik yaşlanma organizmada moleküler, hücresel, organ ve sistemik düzeyde ortaya çıkan kompleks bir süreç olarak tanımlanırken (Sergiev ve ark., 2015), demografik anlamda yaşlanma toplam nüfus içinde yaşlı nüfusun oranının artmasını ifade eder. Türkiye nüfusundaki değişimler incelendiğinde, son 50 yılda toplam nüfus 3 kat artarken, yaşlı nüfus (65+) 7 kat artmıştır. Son 25 yılda Türkiye’nin yaşlanma hızı üst düzeye ulaşmış ve ülkedeki yaşam süresi ortalama 14 yıl yükselmiştir. Bugün itibariyle Türkiye dünyanın en hızlı yaşlanan ikinci ülkesidir (Arun, 2014). Yaşlı nüfusun hızla artması beraberinde getireceği yaşlanmaya eşlik eden sağlık sorunları ve topluma maliyeti yakın bir gelecekte ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkacaktır. Yaşlanma sürecinde kanser ve nörodejeneratif hastalıklar başta olmak üzere birçok hastalığın görülme sıklığı önemli ölçüde artmaktadır (Weinert ve ark., 2003). Yaşlılıkta hastalık sıklığındaki bu artış, bazılarında hastalık mekanizmaları ile yaşlanma mekanizmaları arasında benzerlikler olabileceğini düşündürmüştür (Halliwell, 1992). Bu nedenle yaşlanma mekanizmalarının aydınlatılması, bu süreci geciktirmeye yönelik hedefler belirlenerek etkili tedavi yöntemlerinin geliştirilmesini kolaylaştıracaktır. Dünyada ve ülkemizde her yıl yaşlı nüfusun artması, araştırmacıların bu konuya odaklanmasına neden olmaktadır. Bu kapsamda bu çalışmanın amacı genç ve yaşlı ratlarda farklı egzersiz yoğunluklarının yaşlanma mekanizmalarını etkilediği düşünülen beyin dokusu, gen ve kan parametreleri üzerindeki etkisi incelemektir. Araştırmada nicel yöntem kullanılacaktır. Araştırma, son test kontrol gruplu deney desenli bir modeldir. Bu deneysel çalışmada Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Deneysel Araştırma ve Uygulama Merkezi'nden erkek Wistar Albino sıçanları (3 aylık, 220-350 gr vücut ağırlığı) temin edilip kullanılacaktır. Çalışmada D- Galaktoz 3 aylık ratlara 7 hafta boyunca, haftada 5 gün, günde 1 kez ve her gün aynı saatte olacak şekilde intraperitonal (150 mg/kg/gün) olarak indüklenecektir (Gao ve ark., 2015; Yu ve ark., 2015; Zhou ve ark., 2015). Koşu grubundaki ratlar için özel koşu bandında 6 hafta boyunca haftada 5 gün egzersiz yaptırılacaktır. 6 haftalık deney periyodu sonunda sıçanlar steril bir ortamda dekapite edilecek, gerekli kan ve doku örnekleri alınacaktır. Veri analizi bir istatistik programı aracılığıyla yapılacaktır. Verilerin normalliği Kolmogorov Smirnov ve Shapiro-Wilk testleri ile homojenliği ise Levene testi ile kontrol edilecektir. Grup içi değerlendirmelerde Bağımsız Örneklem T Testi/Mann-Whitney U Testi uygulanacaktır. Gruplar arası değerlendirmelerde Tek Yönlü Anova/Kruskall Wallis H Testi kullanılacak olup fark çıkması durumunda farkın hangi gruplar arasında olduğunu belirlemek için Post Hoc testi yapılacak, ilişkinin belirlenmesinde ise Pearson/Spearman korelasyon testi kullanılacaktır. Nörojenik fonksiyonların egzersiz ile ilişkili prediktörlerini belirlemek için tek değişkenli ve çok değişkenli lojistik regresyon analizleri yapılacaktır. İstatistiksel anlamlılık düzeyi p<0.05 olarak kabul edilecektir.