Debonding İşlemi Sırasında Uygulanan İki Farklı Yöntemin Ağrı ve Mobilite Üzerine Etkisi


Tunca M. (Yürütücü), Kotan S.

Yükseköğretim Kurumları Destekli Proje, 2021 - 2022

  • Proje Türü: Yükseköğretim Kurumları Destekli Proje
  • Başlama Tarihi: Kasım 2021
  • Bitiş Tarihi: Kasım 2022

Proje Özeti

Bu araştırmanın amacı iki farklı debonding yönteminin ağrı kontrolü ve debonding sonrası dişlerde meydana gelen mobiliteye etkisinin değerlendirilmesidir. Araştırmamıza Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ortodonti Anabilim Dalı’na ortodontik tedavi amacıyla başvuran daimi dentisyonunu tamamlamış, sistemik ve periodontal olarak sağlıklı 30 birey dahil edilmiştir. Çalışma yöntemi olarak split-mouth tekniğinin kullanıldığı araştırmada üst çenede bir yarım çeneye silikon düzlem ısırtma veya parmak basısı uygulanırken, diğer yarım çenede konvansiyonel debonding tekniği uygulanmıştır. Araştırma anterior bölgede üst santral kesici dişler, posterior bölgede ise birinci büyük azı dişleri üzerinde gerçekleştirilmiştir. İki farklı debonding tekniğinin ağrı kontrolüne etkisinin değerlendirilmesinde, dişeti oluğu sıvısındaki Prostaglandin E2 (PGE2) ve Substans P (SP) miktarları ile beraber ayrıca Vizüel Analog Skala (VAS) yöntemi debonding öncesi (T0), debonding sonrası 1. saat (T1), debonding sonrası 24. saat (T2) zamanlarında ölçülmüştür. Aynı ölçüm aralıklarında da dişlerin mobilite değerleri ise Periotest M cihazı kullanılarak değerlendirilmiştir. Ağrı düzeyleri bakımından iki yöntem arasında 11 ve 21 numaralı dişlerde debonding sonrası 1.saat SP değerinin ve VAS skorunun, 16 ve 26 numaralı dişlere göre yüksek olması istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. T0, T1, T2 dönemlerinde 11 ve 21 numaralı dişlerin debonding sonrası 1.saat mobilite değerinin, 16 ve 26 numaralı dişlere göre yüksek olması istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Ağrı değerlerinin karşılaştırıldığı VAS değerleri ile PGE2 ve SP düzeyleri bakımından da parmak basısı ve silikon ısırtma yöntemleri arasındaki fark istatistik olarak anlamlı bulunmamıştır. Mobilite düzeylerine bakıldığında T0, T1 ve T2 dönemleri arasında istatistik olarak anlamlı bulunmuş. Uygulanan yönteme göre ise mobilite T0, T1 ve T2 dönemleri arasında istatistik olarak anlamlı farklılık bulunmamıştır.