Çözülmemiş mevcut anlaşmazlıklar, Bacon'ın ifade ettiği üzere “donuk ve
aldatıcı insan duyularımız"dan kaynaklanmaktadır. Bu, semavi dinlerde
ifade edilen ve modern kozmologların uzayın "boş bir uzam" olduğu
düşüncesiyle paralellik göstermektedir. Ancak Newton'dan Einstein'a kadar
birçok astrofizikçi uzayı incelediklerinde, onun fiziksel davranışlar
sergilediğini, yani ışık ve ısı taşıdığını ispatlamışlardır. Bu, uzayın
"eter/esir" adı verilen görünmez bir madde olduğu sonucuna
varmalarına neden olmuştur. 19. yüzyılda bilim insanları, ışık dalgalarının
eter içerisinde yayıldığını başka bir ifadeyle eterin ışık dalgalarını
taşıdığını düşünmüşlerdir. Yani eterin tüm evreni dolduran varsayılan bir madde
olduğu ileri sürülmektedir. Özel görelilik kuramı ile birlikte eter teorileri
modern fizikte yerini daha soyut modellere bırakmıştır.
Bu bağlamda, “Varla Yok Arası” isimli çalışma;
ipek böceğinin yaşam döngüsü üzerinde şekillenmiştir. Bir ipekböceğinin tipik
yaşam döngüsü, jüt iplikten örülen şerit ile imgeleştirilirken, tırtıl
aşamasında kozanın etrafında üretilen ipek filament ise koza ve ipek elyaf ile
görselleştirilmektedir. Kim bilir koza, belki bu ağın içinde olduğundan habersizdir…