Ataerkil toplumları karakterize eden dengesizlik; kadın ve erkek
arasındaki eşitsiz güç ilişkilerine dayanan yapısal bir olguyu içerir. Tek bir
kültüre, bölgeye veya ülkeye ya da toplumdaki belirli kadın gruplarına özgü
değildir. Özel yasalar ve uluslararası sözleşme çabalarına karşın, erkeklerin
statüsünü ve kadınlar üzerindeki otoritesini yeniden üretmek ve sürdürmek için
çok sayıda kültürel argüman kullanıma sokulur.
Erkeği en yüksek otorite konumuna yerleştiren aile ilişkileri, erkek
iktidarını toplumsal yaşamın tüm alanlarında pekiştirerek; “ayrıcalıkları”
güvenilir bir şekilde yansıtır. Bu ilişkinin dönüşümü; erkeğin oyunun
kurallarını değiştirmeye yönelik çabalara nasıl katıldığı ya da katkıda
bulunduğunu, toplumsal olarak sorgulayabilme bilincinin yaygınlaşması
sağlayabilir.
Toplumsal ve kültürel mazeretler, kadının kimliği üzerinde oynanan
oyunları ortaya koymaktadır. “Oyun” isimli bu çalışmada; kadınlar üzerinde
ataerkil ve hegemonik oyun söylemi; futbol topu ve üzerinde eril cinsiyeti
temsil eden sineklerle ile imgeleştirildi.