Tefsir Tarihine Kısa Bir Bakış


Doğan M. Z., Güneş A.

İlahiyat, sa.2, ss.47-66, 2019 (Hakemli Dergi)

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Basım Tarihi: 2019
  • Dergi Adı: İlahiyat
  • Sayfa Sayıları: ss.47-66
  • Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Son ilahî kitap olan Kur’ân, tüm insanlık için öğüt ve şifa, mü’minler için de rehber ve rahmettir. Müslüman hayatın anlam ve amacını Kur’ân’dan öğrenmekte, söz ve eylemlerini de onun rehberliğinde şekillendirmektedir. Bunun için onun doğru bir şekilde anlaşılması gerekmektedir. Yüce Allah’ın kelamı olan Kur’ân’ı, O’nun muradına uygun bir şekilde yorumlamaya çalışan tefsir ilmi de bu ihtiyacı karşılamayı amaçlamaktadır.

Allah’tan aldığı vahyi insanlara eksiksiz bir şekilde teblîğ ve tebyîn eden Hz. Peygamber, Kur’ân’ın ilk müfessiridir. Hz. Peygamber’den sonra sahâbe ve taiûn nesli de tefsirde önemli bir rol üstlenmiştir. Sahâbe ve tâbiîn döneminde tefsir tedvîn edilmediği için sözlü olarak aktarılmaktaydı. İlk başta hadis ilminin bir kolu olan tefsir rivâyetleri, Mukâtil b. Süleyman (ö. 150/767) ve Ferrâ (ö. 207/822) gibi âlimlerin bu alanda eserler yazmaya başlamalarıyla müstakil bir ilim haline gelmiş ve bu alanda eserler yazılmaya başlanmıştır. Tefsir ilmi, genel olarak rivâyet ve dirâyet tefsirleri olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Bunlarla birlikte zamanla daha çok dirâyet tefsirinin alt kolları olan mezhebî, işârî, fıkhî, içtimâî ve ilmî tefsir gibi ekoller ortaya çıkmıştır.