Tezin Türü: Yüksek Lisans
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Sanat Tarihi Bölümü, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2019
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: Meryem İŞCAN
Danışman: Osman Aytekin
Açık Arşiv Koleksiyonu: AVESİS Açık Erişim Koleksiyonu
Özet:
Sanat tarihi açısından birçok bilim dalının ana kaynakları arasında yer alan mezar taşları, yazı ve süsleme kompozisyonları ile bize bulunduğu dönemle ilgili fikirler vermektedir. Mardin'deki Süryani Kiliselerinde bulunan Süryani mezar taşlarını, konu olarak seçmemizdeki amaç; daha önce çalışılmamış olan Süryani mezar taşlarını incelemek, gün geçtikte harap olan bu mezar taşlarını katalog halinde belgelemektir. Ayrıca Süryanilerin, diğer İslami dönem mezar taşı örnekleri ile bağını belirlemek, tarihsel açıdan önemini ortaya koymaktır. Mardin İli'nde yaptığımız bu tez çalışması kapsamında 5 adet Süryani kilisesinde bulunan Süryani mezarlıklarındaki 33 adet Süryani mezar taşı incelenmiştir. Mezar taşları incelenen mezarlıkların tümü, Osmanlı Devleti'nin son döneminden (18.yy. sonu 19.yy. başları) kalma örneklerdir. Tespit ettiğimiz bu mezar taşlarının 9'u kadın, 24'ü ise erkek merhuma aittir. Hazirelerde yer alan mezar taşlarının tümünün süslemeleri, kazıma ve oyma tekniği ile yapılmıştır. Yuvarlak ya da çok dilimli kemer formundaki mezar taşlarında, kemer yüzeylerinde ve bordürlerde en çok karşılaşılan süsleme kıvrık dal ve yaprak motifidir. Mezar taşlarındaki formlar ise; dikdörtgen, kare, prizmatik sanduka, kaide kapak, dikdörtgen prizma şeklinde görülmektedir. Mezar taşlarının en erken tarihli olanı 1731 miladi yılına ait olup, Kırklar Kilisesi'nde bulunan metropolitlere ait mezarlara da rastlanmıştır. Mezar taşlarında ağırlıklı olarak kullanılan malzeme, kalker taşıdır. İncelenen mezar taşlarında doğrudan toprağa gömülenler ile kilise beden duvarına gömü şeklinde olmak üzere iki farklı gömü tarzı ile karşılaşılmaktadır. Önemli din adamları, özellikle kilise içindeki nişler içine oturur vaziyette gömüldükten sonra niş, taş malzeme ile örülerek kapatılmaktadır. Bu niş bir sonraki gömü olayına kadar kapalı kaldıktan sonra, yeni cenazenin gömülmesi için örülen duvar yeniden açılarak tekrar uygulama yapılmaktadır. Önceki cesedin kemikleri uygun bir şekilde nişin bir tarafına istif edildikten sonra yeni ceset yerleştirilmektedir. Örneğin, Kırklar Kilisesi'ndeki Metropolitlere ait mezarda 3 kişi gömülüdür. Doğrudan toprağa gömü ise, diğer toplum ve dinlerde de olduğu gibi, toprak içine açılan dörtgen formundaki mezar şeklindedir. Bu şekildeki gömüler genellikle halktan insanlar için uygulanmıştır. Kişinin sosyal, ekonomik ya da dini statüsüne göre mezar taşı ve lahitler farklılıklar göstermektedir. Kiliselerde yer alan mezar taşlarının büyük bir bölümü kitabelidir ve kitabesi celi sülüs yazı karakteri ile yazılmıştır. Süryaniler, Mardin ve bölgesinde alfabe olarak M.Ö. 2. yy'dan itibaren Süryani Ebced'ini kullanmışlardır. Süryani Ebcedi Arami alfabesinden türeyen Sami Ebced'lerinden biri olup Fenike, İbrani ve Arap alfabesi ile bağlantılıdır. Bölgede Arap ve Süryaniler bir arada yaşadıkları için Arapça'dan da etkilenmiştir. Bu nedenle Süryaniler, mezar taşlarında Arapça ve Aramice dillerini kullanmışlardır. Bazı mezar taşlarında yer alan yazılar, zamanla dış etkilerin sonucu olarak giderek kaybolmuştur. Sanat Tarihi açısından önemli veriler ortaya koyan bu mezar taşlarının korunmasına yönelik tedbirlerin alınmasında yarar bulunmaktadır.