Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Dahili Tıp Bilimleri Bölümü, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2022
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: Mehmet Tahir DÜNDAR
Danışman: Mehmet Emin Layık
Özet:
Giriş ve Amaç: Aile
tarih boyunca toplumun temel yapıtaşı olagelmiştir. Sosyal düzenin sağlıklı bir
şekilde devam ettirilebilmesi, toplumdaki yozlaşmaların ve bozulmaların
önlenmesi üzerinde etkili olduğu kadar kişinin ruhsal, bedensel ve sosyal
sağlığı üzerine de oldukça etkilidir. Bu etkileşim karşılıklı olmaktadır. Aile,
sağlıkla ilgili inanışların davranışların, stres ve duygusal desteğin ilk
kaynağıdır. Aile sağlığının kişinin sağlığını etkilemesi gibi kişinin sağlığı
da ailenin sağlığını etkilemektedir. Aile işlevselliğinin yüksek olmasının hem
bireyin sağlığı üzerinde hem de genel olarak toplumun sağlığı üzerinde faydalı
etkileri olacağı tahmin edilebilir. Sağlıklı ailelerin yapısını anlamak ve
işlevsellik derecesini belirleyebilmek için pek çok ölçek geliştirilmiştir. Aile APGAR ölçeği de bu ölçeklerden biridir. Bu
çalışmamızda uygulanması pratik ve kolay olan Aile APGAR Ölçeği ile aile
hekimliği polikliniklerine başvuranların aile fonksiyonelliklerinin ölçülmesi ve
bazı sosyodemografik özelliklerin ve kronik hastalıkların aile fonksiyonelliği
üzerine olan etkilerinin sorgulanması amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntem: Çalışmamız,
Van YYÜ Tıp Fakültesi Dursun Odabaş Tıp Merkezi Aile
Hekimliği polikliniklerine başvuran
18-90 yaş erişkin gönüllülerin dahil edildiği 297 kişilik gruba demografik
olarak yaş, cinsiyet, yaşadığı yer, kimlerle yaşadığı, eğitim durumu, medeni
durum ve kronik hastalık durumunu sorgulayan 7 soru ile 5 maddeden oluşan Aile
APGAR ölçeği doldurtularak anket çalışması şeklinde yapılmıştır. Bu şekilde
toplanan veriler,
istatistiksel analizler SPSS (ver. 20) paket programında incelenmiştir. Demografik
sorulara ait verilerden kategorik değişkenler için tanımlayıcı
istatistikler sayı ve yüzde; sürekli değişkenler için tanımlayıcı istatistikler
ise minimum ve maksimum, medyan, ortalama standart sapma, olarak hesaplanmıştır.
Gruplar ve kategorik değişkenler
arasındaki ilişkiyi belirlemek için ise Ki-kare Testi yapılmıştır.
İstatistiksel olarak önemlilik sınırı
p<0,05 kabul edildi.
Bulgular: Çalışmaya toplam 297 kişi
katıldı. Katılımcıların yaş ortalaması 33.76 idi. Katılımcıların, %57.2
(n=170)’si erkek, %42.8 (n=127)’i ise kadındır. Katılımcıların APGAR Ölçeği
toplam puanı 7,7930(n=297) ve erkeklerde ortalama 7.8706 (n=170), kadınlarda
ise 7.6929 (n=127)’dir. Çalışmamızın sonuçlarına göre; erkeklerin kadınlara
göre aile fonksiyonelliği yüksek olmasına karşın anlamlı ilişki bulunmadı.
Köyde yaşayanların; il ve ilçede yaşayanlara göre aile fonksiyonelliği anlamlı
düşük bulundu (p<0.05) ve ilçede yaşayanların da ilde yaşayanlara göre
düşüktü ama anlamlı bir ilişki bulunmadı. Genel toplumda olduğu gibi yaş
arttıkça eğitim düzeyi anlamlı ölçüde düşmektedir (p<0.05) ama eğitim durumu
ile aile fonksiyonelliği arasında ilişki anlamlı değil. Yaşam ortamı, medeni
durum ve kronik hastalık ile aile fonksiyonelliği arasında anlamlı bir sonuç
bulunmadı (p>0.05).
Sonuç:
Çalışmamızda
cinsiyet, yaş, eğitim düzeyi gibi değişkenlerin; yaşlı ve kronik hastalığı olan
bireylerin aile fonksiyonelliğini anlamlı düzeyde etkilemediği ama yaşadığı yer
(köy, ilçe, il) bakımdan aile fonksiyonelliğini anlamlı düzeyde etkilediği
bulundu. 18-90 yaş grubu ile daha çok karşılaşan ve hastaları daha yakından
tanıma ve sürekli takip altında tutabilme imkânı olan aile hekimleri sayesinde
aile fonksiyonelliği için daha çok yol kat edilebilir. Sadece hastalık
üzerinden değil, hastalıklarını aile işlevleriyle beraber değerlendirilmesi
gerekmektedir. Çalışmamızda görülen aile fonksiyonelliğini etkileyen değişkenler
açısından köyde yaşayan bireylerin daha kapsamlı ve biyopsikososyal açıdan
değerlendirilmesi faydalı olacaktır.