Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Dahili Tıp Bilimleri Bölümü, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2022
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: Hülya ÇAKIR
Danışman: Mehmet Emin Layık
Özet:
Giriş ve Amaç: Folit
asit, DNA ve RNA yapımı, timidilat ve pürinlerin sentezi, karbon transferleri
ve metilasyon reaksiyonları gibi birçok biyokimyasal olayda görev alan, suda eriyen
B grubu bir vitamindir. Hücrelerin sentezi, büyümesi ve onarımı için büyük bir önem arz etmektedir. Gebelikte
fetüs ve plasentadaki büyüme ve kan hacmindeki artıştan dolayı fizyolojik olarak folik asit düşüşü
görülmektedir. Bu durum nöral tüp defekti, spina bifida ve çeşitli plasental
komplikasyonlara zemin hazırlamaktadır. Bu çalışmamızın amacı, üreme
çağındaki kadınların ve kadın sağlık çalışanlarının prekonsepsiyonel dönemde folik asit kullanımı
konusundaki farkındalık ve bilgi
düzeylerinin ölçülmesi, folik asitin nöral tüp defektini engelleyebilmesi için
doğru zamanda ve doğru dozda alımına dikkat çekilmesi, özellikle doktorların ve
diğer sağlık çalışanların hastaları
bilgilendirmedeki önemine vurgu yapılarak nöral tüp defekti insidansının
azaltılması ve bu konu ile ilgili sorunların belirlenip çözüm önerilerinin
geliştirilerek daha sağlıklı nesillerin oluşmasına katkı sağlamaktır.
Gereç ve Yöntem:
Bu çalışmamızda, Van YYÜ Tıp
Fakültesi Dursun Odabaş Tıp Merkezi Aile Hekimliği polikliniklerine başvuran 18-49 yaş kadınlar ile kadın sağlık
alışanlarının demografik olarak yaş, meslek, eğitim durumu, medeni
durum ve aylık gelir durumunu sorgulayan 5 soru ile bu hastaların folik asit
kullanımı konusundaki bilgi düzeylerini sorgulayan literatürden yararlanılarak oluşturulmuş
11 soruluk anket çalışması yapılmıştır. Veriler toplandıktan sonra istatistiksel
analizler SPSS (ver. 20) paket
programında değerlendirilmiştir. Ankette uygulanan demografik sorulara ait
verilerden
kategorik değişkenler için tanımlayıcı istatistikler sayı ve yüzde; sürekli
değişkenler için tanımlayıcı istatistikler ise minimum ve maksimum, medyan,
ortalama standart sapma olarak hesaplanmıştır. Gruplar ve kategorik değişkenler arasındaki
ilişkiyi belirlemek için ise Ki-kare Testi yapılmıştır.
Hesaplamalarda istatistiksel olarak anlamlılık düzeyi %5 olarak alınmış ve
hesaplamalar için SPSS istatistik paket programı kullanılmıştır.
Bulgular: Çalışma,
18-49 yaş arası 400 kadın ile yapılmıştır. Katılımcıların %47 (n=188)’si sağlık
çalışanı iken, %53 (n=212)’ü hasta grubundandır. Çalışmaya katılanların %78.3 (n=313)’ü
“Daha önce folik asiti duydunuz mu?” sorusuna “Evet”, %21.9 (n=87)’u “Hayır”
cevabını vermiştir. Daha önce folik asiti duydunuz mu?” sorusunu “Evet” diye yanıtlayan
313 kişiden %79.6 (n=249)’sı “Yeni doğan bebeklerde görülen nöral tüp defektleri
(anensefali, spina bifida vb.) gebelik öncesi kullanılan folik asit vitamini
ile engellenebilir mi?” sorusuna “Evet”, %3.5 (n=11)’i “Hayır”, % 16.9 (n=53)’u
“Bilmiyorum” cevabını vermiştir. Daha önceden gebe kalma öyküsü bulunan 206
kişiden %51.9 (n=107)’u “Daha önceki/şu anki gebeliğinizde folik asit vitamini
içeren bir preparat kullandınız mı” sorusuna “Evet”, %48.1 (n=99)’i “Hayır”
cevabını vermiştir. Daha önceki/şu anki gebeliğinde folik asit kullanan 107 kişiye
“Gebeliğinizde folik asiti ne zaman kullanmaya başladınız?” diye sorulduğunda,
katılımcıların %60.7 (n=65)’si sorusuna “Gebe kaldığımı öğrendikten sonra
başladım”, %39.3 (n=42)’ü “Gebe kalmayı planladığımda başladım” cevabını
vermiştir. Çalışmamıza katılan kadınların anket sorularına verdikleri cevaplar
analiz edildiğinde; 18-25 yaş grubunda olanlarda, sağlık çalışanlarında, bekar olanlarda,
üniversite mezunu olanlarda, aylık gelir düzeyi yüksek olanlarda ve canlı doğum
sayısı az olanlarda folik asit hakkındaki bilgi düzeyinin ve folik asit kullanımının
daha yüksek oranda olduğu görülmüştür.
Sonuç: Literatür
eşliğinde hazırladığımız anket soruları ile üreme çağındaki kadın ve kadın
sağlık çalışanlarının folik asit bilgi düzeyi ve sosyodemografik özellikler
arasındaki ilişki incelenmiştir. Folik asit bilgi düzeyi ve farkındalığın
yeterli düzeyde olmadığı ve üreme çağındaki kadınların folik asit
farkındalığının arttırılması gerektiği sonucuna varılmıştır. Toplumsal düzeyde
bu farkındalığı arttırmak için, halkın ilk etapta ulaşacağı sağlık personelleri
olan aile hekimleri, ebe veya hemşirelerin hastaları bilgilendirmeleri gerekir.
Basın yayın kuruluşları ve sosyal medya üzerinden kampanya ve tanıtımlar düzenlenerek
prekonsepsiyonel dönemde uygun periyotlarda ve yeterli dozda folik asit kullanımının nöral
tüp defekti, spina bifida gibi doğumsal anomalileri önleyebileceği
anlatılmalıdır. Böylece toplumun bilinçlendirilmesi ile daha sağlıklı
nesillerin oluşumuna katkı sağlanmalıdır.