Etnomüzikoloji Alan Araştırmaları Ve Kadın Ağıtlarına Etnomüzikolojik Yaklaşımlar , Prof. Dr. Sinan Sönmez,Dr. Özgür Işık, Editör, Duvar Yayınları, İzmir, ss.69-108, 2022
Etnomüzikoloji,
etnografya çalışmaları sonucu meydana gelen ve hem bölgesel/yerel müziğin adını
hem de batı dışı müzik türünü tanımlayan genel bir kavramdır. Bir disiplin
olarak etnomüzikoloji, kültür içinde müziğin ne anlama geldiğinin gelenek
çevresinde incelenmesi, gözlemlenmesi, müziğin icrası ve elde edilen tüm
veriler ışığında belirli kuramsal yaklaşımlar yoluyla müzik olgusunun kültür
ile ilişkisini çözümlemesini içermektedir. Sözlü anlatılar ve sözlü tarih
bağlantısıyla da ilgilenen etnomüzikoloji, anlatıların içeriğinden yola çıkarak
cinsiyet belirlenimi yapabilmektedir. İlk öğrenmenin annenin söylediği ninniler
yoluyla oluştuğunu çeşitli çalışmalar aktarmakta, bu alanda kadın-müzik
merkezli bir yaklaşımla araştırma ve incelemeler gerçekleşmektedir. Ağıtların
etnomüzikoloji bağlamında incelenmesi, kültürel olarak müziğin genellikle
kadınlar vasıtasıyla gerçekleştiği özellikli bir formu da belirtmektedir.
Doğumdan ölüme
uzanan süreçte bir bakıma kadın ezgilerinin birleşimi olan bu türde, ninniden
ağıta kadın acısının, duygularının gizli işlevleri bulunmaktadır. Ağıtların
kadın yaratımı ürünler olması dolayısıyla etnomüzikolojik tanımlamalar ve
kültür çevresi bağlamı, genellikle feminist bakış açısıyla ele alınmıştır. Belirli
kültür çevrelerine özgü sözlü gelenek bağlamında ortaya çıkan ağıtların resitatif
ve serbest ritimli yapı özellikleri, anonimleşmeye elverişli bir yapının da
ortaya çıkmasını sağlamaktadır. Kadınlara özgü bu sanatsal yaratım süreci
yanısıra, dize ve ezgi kalıplarındaki tekrarlar ve dövünme davranışıyla birlikte
ritüel özelliğin, kadın folkloru ve ekofeminist/ekomüzikolojik yaklaşımlar
ışığında incelenmesini gerekli kılmaktadır. Bu kapsamda derleme yapılan sahada
müziğin bulunduğu bağlamdaki işlevleri ağıt özelinde ele alınmış ve kadın
yaratımı olan ağıtlar aracılığıyla ölüme ve kayba yönelik kültürel analiz,
yakılan ağıtların ezgisel özellikleri dikkate alınarak yorumlanmıştır.
Sonuç olarak
denilebilir ki kadın yaratımı ürünlerin birçoğu, doğaçlamaya dayalı ve bağlamın
verdiği duygu ve enerjiye göre oluşmakta ve sonrasında aynı şekilde tekrar
edilememektedir. Ağıt yakımı bu türlerden akılda kalması en zor üretimlerdendir.
Her yakım yeniden yaratıma dönüşebilmektedir. Etnomüzikolojide özel bir müzikal
yaratıcılık alanı kabul edebileceğimiz ağıdın ele alınması, bu söylemelik türün
tüm bileşenlerinin öncelikle kadın perspektifinden açıklamasını
gerektirmektedir. Dilin kullanımı, deyimler, ilençler ve kullanılan ezgiyle
birlikte ritimik yapının değişkenliği, ağıdın yaratıldığı kültür bağlamı içinde
ne kadar etkileyici olsa da çoğu zaman yaratım sonrası sözlü süreçte
unutulmasına sebep olmaktadır. Ölüm
anında veya taziye mekânı bağlamında kaydedilen ağıtların anonimleşmeye müsait
bir yapıda olduğu, sözlerin ve ezginin kısmen değiştiği, ritmin serbest veya
düzenli olmasında zamanın belirleyici olduğu, doğaçlama yoluyla meydana gelen ağıdın
kadın yaratımı olduğu, farklı zamanlarda görüşülen farklı kişilerle saha
çalışmasında gözlem/görüşme sonucu tespit edilmiştir.