Mali Olmayan Sermaye Türleri


İnan A.

III. Uluslararası Battalgazi Bilimsel Çalışmalar Kongresi, Malatya, Türkiye, 21 - 23 Eylül 2020, ss.18

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Malatya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.18
  • Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Sermaye kavramı en genel anlamıyla; -mali anlam taşıyan- bir işe başlamak veya mali sermaye ile daha fazla para kazanmak amacıyla yatırımda kullanılabilen bir miktar para ya da “bir ticaret işinin kurulması, yürütülmesi için gereken anapara veya paraya çevrilebilir malların tamamı” şeklinde iktisadi anlamda fiziksel bir meta halindeki formuyla anlaşılagelmiştir. Bundan dolayı sermaye kavramı, finansal ya da iktisadi bir kavram olarak kabul edildiğinden yüzyıllardır kara dönüştürülebilen ya da maddi varlıklar ile sınırlı kalmıştır. Buna karşılık, son yıllarda bir değişim sürecinin sonucu olarak sermaye kavramı sadece maddi ya da mali varlıklarla sınırlı kalmayıp insan ve insana ait farklı özelliklerin ve değerlerin de sermaye kavramı içerisinde ele almaya başlamıştır. Bourdieu (1986), sermayenin mali ve maddi varlıkların dışında da kendisini sunabileceğini öne sürerek bu kavramın sadece iktisadi alanla sınırlı kalamayacağına işaret etmiştir. Fiziksel ya da mali sermayenin yanı sıra insan yapımı sermaye beşerî, kültürel ve sosyal sermaye olmak üzere üç ana başlık altında toplanabilmektedir. Beşerî sermaye; bireyden bağımsız ele alınamayan, kişilerin fiziksel güçleri dahil bireylerin bilgi, ustalık ve tecrübe gibi özelliklerinde ön plana çıkan üretken kabul edilen bir kaynak olarak kabul edilmektedir. Başka bir ifadeyle beşerî sermaye, birey ya da grubun yetenek, bilgi ve tecrübelerini kapsamaktadır. Kültürel sermaye, genel bir ifadeyle bir varlıkta somutlaşabilen kültürel değerlerle ilgili stoktur. Bu kültürel değerler stoku zaman içerisinde mali bir sermayeye aracı olabilir. Sosyal sermaye ise bir toplumun daha iyi bir toplum olmaya doğru ilerlemesini sağlayan her türlü olumlu toplumsal ilişkileri kapsar. Bunlar arasında sosyal güven, sosyal ağlar, değerler ve normlar, sivil toplum gibi insanları, toplulukları ve daha genel bir ifadeyle bütün ulusları bir arada tutan sosyal bir tutkal olarak ifade edilebilir. Bundan dolayı sosyal sermayesi yüksek olan toplumlar ideal bir toplum olma yolunda daha hızlı ilerleme sağlarlar. Bununla birlikte son zamanlarda sosyal sermayeye olan katkısından dolayı din kavramı da büyük ilgi görmektedir. Din, toplumsal bütünleşmeyi, toplumsal güveni, normları ve değerleri etkilediğinden sosyal sermayeye katkısı olan unsurlardan kabul edilmektedir.