Geçmişten Günümüze Şehir ve Kadın, Samsun, Türkiye, 12 - 14 Mayıs 2016, ss.917-926, (Tam Metin Bildiri)
Gündelik hayat içinde bahsedilmesi gereken bir konu da giyim-kuşam ve mutfak kültürüdür. Ancak var olan kaynaklar bu konuda yeterli bilgiyi sunamamaktadır. Fakat şehri ziyaret eden yerli ve yabancı seyyahlar bu tür konulardan az da olsa bahsetmişlerdir. Evliya Çelebi kadın erkek ayrımı yapmadan dönemin ayan ve ileri gelenlerinin samur, sincap kürkü ve atlas giydiklerinden söz eder. 9 Orta halli insanların ise daha ziyade pamuklu kumaşlardan çuka, kırmızı bez, has bez, ham bez ve kara bezden mamül giyecekler kullandıkları anlaşılmaktadır. 10 XVIII. yüzyılın sonlarında Urfa'ya uğrayan ve onbeş gün kadar kalan Fransız hekim Olivier(ö.1814), giyim konusunu Evliya Çelebi'den daha ayrıntılı anlatmakta ve ona göre kadın, giyeceklerinden bahsederken sadece başlarından topuklarına kadar inen beyaz bir çarşafa büründüklerini ve yüzlerini bir siyah tülden bir peçe kapattıklarını söylemekle yetinir. 11 Başka elbise çeşitlerinden söz etmez. Şehirde yaşayan zengin kesimin eş ve çocukları elbiselik kumaş olarak muhtemelen daha çok ipek ve kadife tercih ederken, halkın ise daha çok pamuklu kumaş çeşitlerini kullandıkları dışardan şehre giren kumaş miktarlarından tahmin etmek mümkündür. 12 Urfa'da kadının giyim kuşam kültürü Osmanlı döneminden Cumhuriyet dönemine intikal etmiş ve hatta 1970'lere kadar büyük ölçüde yaşamıştır. 1980'lerden sonra kadınların giyim tarzında büyük değişiklikler görülmeye başlamıştır. Aşağıda bahsedeceğimiz kadınların giyim tarzları bugün çok nadir kullanılmaktadır. Urfa'da kadınların giyim tarzı kadınların evli ve bekâr olmalarına göre değişirdi. Genç kızlar ve bekârlar bazen fes üzerine kesirvanlı puşu ya da ağabanı ile kırmızı veya yeşil renkli vâlâdan oluşturulan bir başlık ya da beyaz neçek takarlardı. Vâlâ İpek başörtüsüne verilen isimdir. İsim Farsça bir kelime olup yüksek, yüce anlamındadır 13 . Kırmızı valalar yüzyıllar boyunca gelinlere duvak olarak kullanılmıştır. Kırsal kesimde genellikle gelin duvağı al vala'dan olurdu. Vala aynı zamanda Şanlıurfa'da ipekten dokunan kadın başörtüsüdür 14 . Genç kızların taktıkları başlıkları takı yönünden ekonomik durumlarına göre farklı olurdu. Örneğin zenginler daha çok kıymetli takılar takarlardı. Evlilerin taktığı başlığa ise "köfu" denilirdi. Köfular kırmızı fes üzerine kesirvanlı puşu sarılarak yapılırdı. Fesin içine de kalıbına göre karton konulurdu. Bu başta daha iyi oturmasını sağlardı. Üzerine de beyaz neçek örtülürdü. Ancak yakını vefat edenler "yas tutma" alameti olarak siyah renkli puşu takarlardı. Fesin üst kısmına gümüşten tepelik ya da alnında ortası mavi boncuklu kaşlı ayn yani papatya çiçeğine benzeyen bir takı takılır, ön kısmına ise maddi durumuna göre kor sıralı denilen altından yapılmış takılar takılırdı. Ama bu daha ziyade ekonomik açıdan daha iyi durumda olanlar içindi. Fakirler ise ucuz altın olarak bilinen panazları takar ve yanlarına ise "reşme" denen gümüş takıları takarlardı. Kollarda da yine gümüş bilezik ya da kol bağı veya altın bilezik takılırdı. Buruna da altın ya da gümüşten yapılan hızma takılırdı. Boyunda ise bazen boncuk, bazen de kıneyfirden yapılan lebe takılırdı. Kadınlar kutnudan yani camsire kumaştan yapılan "dizdonu" ve renkli kumaşlardan yapılan şalvarlar giyerlerdi. Bunların paçaları bol olup ayak bilezikleri lastikle büzülürdü. Üstüne de ayze (entari) denilen kollu, robalı ve ayağa kadar uzanan bir elbise giyilirdi. Entarinin üzerine "sıhma" denilen kalınca bezden yapılmış sıcak tutmaya yarayan bir yelek giyilir. Onun üstüne de kadife ya da normal bir kumaştan yapılan kollu ve önü açık yandan ise yırtmaçlı ve astarlı olan ve bazen de işlemeli olan "zubun" da denilen üç etek yani üçbeşli giyilirdi. Bunların üzerine de entarinin bel kısmından ayağa kadar uzanan önlük bağlanırdı. Önlüğün de renkleri siyah veya değişik renklerden olabilirdi. Bele ise elden yapılmış belbağı ya da gümüşten takılardan yapılmış kemer takılırdı. Üç etekler yandan toplanarak yanlardan bel bağlarının içerisine sıkıştırılırdı. Kadınların dışarıya çıkarken pratik olarak kullandıkları ve vücudun tamamını kapatan "ihram" 9 "Ayân ve ileri gelenleri hepsi samur, sincap kürkü ve atlas giyerler. Orta halli olanları çeşitli kısa elbise giyerler. Pamuk ipliğinden kaput gibi bezi olur ki, Musul bezinden daha güzel ve temizdir.