7th International Congress on Woman and Child Health and Education, İstanbul, Türkiye, 24 - 25 Mayıs 2021, ss.142-145
Kadına yönelik şiddet bir toplumsal sorun ve çözüm bekleyen önemli bir halk sağlığı problemidir.
Çalışma Web of science, google akademik ve pubmed veri tabanları üzerinden kadına yönelik şiddet, travma, anksiyete gibi anahtar sözcükler kullanılarak taramalar yapıldı. Araştırmamız yapılan taramalar sonucu 2014’den bu yana yayınlanan ve tam metnine ulaşılan çalışmaların derlenmesi ile hazırlanmıştır.
Kadına yönelik şiddet toplumlarda erkek egemenliği için meşru bir araç olarak kullanılmıştır. Batı’da 17, 18 ve 19. Yüzyıllardaki yasalarda erkekler yasa gereği kadınlara şiddet uygulama hakkına sahiplerdir. Yaptıkları bu eylemlere karşı her hangi bir toplumsal itiraz da söz konusu olmamıştır. Örneğin bir Fransız yasasına göre kadına yönelik şiddet iz bırakmamak ve kesici delici alet kullanmamak şartıyla darbe, tekme ve yumruk atmakla sınırlandırılmıştır .
Kadına yönelik şiddetin oluşturduğu travmalar çeşitlilik göstermektedir. Ankara İlinde 2018 yılında yapılan bir araştırmada 15-49 yaş grubunda olan 300 kadın üzerinde bir anket çalışması yapılmıştır. Araştırma sonuçları arasında kadınların %40’ı son bir yılda aile içi şiddete maruz kaldığı bildirilmiştir. Bu şiddetin %9,2’si fiziksel, %41,7’si duygusal, %3,3’ü cinsel şiddettir.
Kadına yönelik şiddetin sonuçları arasında şiddet gören kadınlarda ruh sağlığında bozulma, depresyon, madde kullanımı, anksiyete, ve intihar sıklığının arttığı görülmüştür. Kadına yönelik şiddet güçsüzlük, korku, suçluluk, utanç, yalnızlık ve çaresizlik hissetme, kendine olan saygıyı ve güveni kaybetme, kendini önemsiz hissetme, başkasına güvenmekte zorlanma, sürekli kötü bir şeyler olacakmış duygusunu taşıma, sürekli tetikte olma, gergin ve endişeli olma, kolay irkilme hali, uyaranlara aşırı duygusal reaksiyonlar verme, tekrar eden kendine zarar verme davranışları (kesme, jiletle doğrama, yaraları koparma vb.) uyku bozuklukları, cinsel bozukluklar, kirlenmişlik hissi, öfke patlamaları, kendini tamamen değişmiş, başkalarından tamamen farklı olduğunu hissetme, kendini yalnızlaştırma, kaybetmiş gibi hissetme, geri çekme, tecrit etme, kendini tekrar tekrar tehlikeli durumların içine sokma gibi birçok sonuçlar doğura bilmektedir. Çoğu zaman da erkeklerin boşanma ve tekrar evlenme gibi tehdit etmeleri onlar üzerinde tahakküm kurmaya çabalarlar .
Kadına yönelik şiddet sonucu oluşan ruhsal problemler psikosomatik hastalıkları da tetiklemektedir. Psikolojik stresten dolayı meydana gelen mide gasriti ve ülserinin oluşması beslenmeyi bozmakta hastalıklara karşı daha savunmasız hale gelmesini sağlamaktadır.
Kadına yönelik şiddet doğuran etkenler arasında sosyo-kültürel yapı, ailenin ekonomik durumu ve daha bir çok sebep rol oynadığı düşünüldüğünde çözüm multidsipliner olmalı ve bu konular üzerinde daha fazla araştırmalar yapılması gerekmektedir.