İHYA Uluslararası İslam Araştırmaları Dergisi, cilt.7, sa.1, ss.1-45, 2021 (Hakemli Dergi)
İslam’ın ana kaynakları
niteliğinde olan hadisleri ihtiva eden eserler arasında Sahih-i Müslim, Sahih-i
Buharî’den sonra en sahih ve muteber kaynak kabul edilmiş ve hatta bazı
âlimler tarafından Buhârî’nin Sahih’ine takdim edilmiştir. Sahih-i
Müslim’in ümmetin teveccühüne, kabul
telakkisine nail olduğu ve bu eserde yer alan rivâyetlerin tamamının ümmetin
icması ile sahih olduğu şeklinde bir yaklaşım sergilenmiştir. Bununla beraber
bu yaklaşımı kabul etmeyip Müslim’in Sahih’inin ihtiva ettiği bazı rivâyetleri
tenkit edenler de bulunmaktadır. Bu tenkitler genel olarak Müslim’in rivâyetlerinin
senedlerinden kaynaklanmıştır. Müslim’in rivayetlerini tenkit edenler arasında klasik
hadis ulemasından Ebû Zur’a er-Râzî, Ebu’l-Fadl el-Herevî, ed-Dârekutnî,
İbn Hazm ve Ebû Ali el-Ğassânî gibi âlimler bulunmaktadır. Müslim’in rivâyetlerini isnad açısından
eleştirenlerden birisi de çağdaş hadis âlimlerinden Nasıruddin el-Elbânî’dir.
Ehl-i hadis geleneğine bağlı kalıp günümüzde hadislerin tetkiki için yalnızca
isnad tenkidiyle yetinilmesi gerektiği şeklinde bir yaklaşım sergileyen Elbânî,
çağımızın klasik dönem hadisçiliğinin son örneklerindedir. Elbânî, çeşitli
eserlerinde Müslim’in çok sayıda hadisini isnad tekniği açısından değerlendirmiş
ve bunlardan yirmi yedi tanesi hakkında zayıf hükmü vermiştir. Bu çalışmada
Elbânî’nin zayıf olduğunu iddia ettiği ilgili rivâyetler ele alınmış, bu
rivayetlere dair hadis âlimlerinin görüşlerine yer verilmiş ve neticede
Elbânî’nin verdiği hükümler sorgulanmıştır.