MODERNİZM VE DİL HAREKETLERİ: TÜRKİYE’DEKİ TOPLUM-DİLBİLİMSEL BİÇİMLENMELER


Creative Commons License

Varol O.

Journal of Modernism and Postmodernism Studies , cilt.1, sa.1, ss.80-88, 2020 (Hakemli Dergi)

Özet


Modernizm dönemlerindeki gelişmeler, toplumların yaşayış tarzında olduğu gibi bazı toplumların dillerinde de belirgin değişikliklere neden oldu. Bu süreçte, sanayileşme ve küreselleşmenin etkisiyle toplumsal yaşam alanları büyük şehirlerde artarken farklı etnik kökene ve dile sahip toplumların dil alışkanlıkları konusunda köklü değişimler gerçekleşti. Bazı toplumlar, zamanla ana dillerinden uzaklaşarak etkileşim yaşadıkları baskın toplumun dilini edindiler, öğrendiler. Anadilde algılayıcı ve gerileyici ikidillilik ve çokdillilik görünümü sergileyen toplumlar ortaya çıktı. Milliyetçilik ve ulus-devlet dili gölgesinde kalan, azınlık olarak belirtilen bazı toplum dilleri, ulus-devlet bütünlüğüne tehdit olabileceği endişesiyle karar vericiler tarafından kanunlarla yasaklandı. Modern dönemler içinde gelişen akımlara bağlı olarak dışlanıp, inkâr edilerek işlevselliğini belirli oranlarda yitiren dillere bakış açısı yakın tarihimizde değişmeye başladı. Çokdilliliğin ve dolayısıyla farklı toplumlara ait dillerin bir zenginlik olduğu, Avrupa ve Türkiye’deki karar vericiler tarafından kabul edilen bir görüş haline geldi. Çokdilliliğin yaygınlaşması ve farklı etnik toplumların dillerinin öğretilmesi için yapılan çalışmalar desteklenmeye başlandı. Bu bağlamda Avrupa Birliği tarafından desteklenen ve Türkiye’de gerçekleştirdiğimiz Avrupa’da Çokdilli Eğitime Yaklaşımlar adlı proje verilerine göre, birinci dil yetkinliği iyi düzeyde olan çocukların, birinci dil etkisine bağlı olarak ikinci dildeki yetkinlikleri de daha iyi olmaktaydı. Buna karşın, birinci dil yetkinlikleri iyi olmayan çocukların ikinci dili kazanımlarında ve uygulamalarında zorlandıkları çeşitli dilbilimsel göstergelere bağlı olarak anlaşılmaktadır. Modernizmin ve küreselleşmenin kazanımlarına karşı bir ikilem olarak çokdillilik ve anadil önemi mücadelesi devam etmektedir. Öte yandan, küreselleşme sadece azınlık olarak değerlendirilen toplumların dillerini değil aynı zamanda ulus-devlet dillerini de tehdit eder duruma gelmiş bulunmaktadır. Dil hareketlerinin, çağın ve toplumların gereksinimlerine bağlı olarak uyarlama ve uyarlanmalarının devam edeceği anlaşılmaktadır.


Developments in the period of modernism caused significant changes in societies’ lifestyles as well as in the languages of some societies. In this while, with the effect of industrialization and globalization, the number of spaces for social life increased in big cities and radical differentiation occurred in the language habits of societies with different ethnic origins. Some societies moved away from their mother tongue over time and learned and acquired the language of the dominant society they interacted with. Societies that displayed receptive and recessive bilingualism and multilingualism in their mother tongue emerged. Under the shadow of nationalism and the language of the nation-state, languages of some societies, which were defined as minorities, underwent restraints or prohibitions dictated by law of the decision-makers for the fear of threatening the nation- state integrity. Perspectives on languages, which have lost their functionality to a certain extent by being excluded and denied due to the trends that have developed in modern times, have started to change in our recent history. The existence and continuity of multilingualism and therefore languages belonging to different societies is a richness which has become an accepted opinion by decision makers in Europe and Turkey. Efforts to extend multilingualism and teach the languages of different ethnic communities started to be supported. In this context, according to the data of the project we carried out in Turkey, supported by the European Union and named “Approaches to Multilingual Schools in Europe” (AMuSE), the children with a good level of first language proficiency were better at second language proficiency due to the first language effect. It is understood that children with poor first language competencies have difficulty in the acquisition and application of the second language, depending on various linguistic indicators. The struggle to underline the importance of multilingualism and mother tongue continues as a dilemma against the achievements of modernism and globalization. On the other hand, globalization has become threatening not only to the languages of minority societies but also to the languages of nation-states. Language movements will continue to be adapted depending on the needs of the time and societies.