Türkiye Klinikleri Diş Hekimliği Bilimleri Dergisi, cilt.30, sa.3, ss.406-413, 2024 (Hakemli Dergi)
ÖZET Amaç: Bu çalışmanın amacı, Doğu Anadolu Bölgesi’nin bir alt
popülasyonunda konka bülloza ve Haller hücrelerinin prevalansını değerlendirmektir. Ayrıca konka bülloza varlığı ile Haller hücrelerinin
varlığı arasında bir korelasyon olup olmadığını bulmaktır. Gereç ve
Yöntemler: 507 (290 kadın, 217 erkek) konik ışınlı bilgisayarlı tomografi görüntüsü retrospektif olarak değerlendirildi. Haller hücrelerinin
varlığı ve konka bülloza ayrı ayrı sağ ve sol taraflar için frontal kesit görüntülerinde değerlendirildi. Verilerin istatistiksel analizi için ki-kare ve
Spearman korelasyon testleri kullanıldı. Bulgular: Kadınların
%74,1’inde (n=215) konka bülloza, %37,2’sinde (n=108) Haller hücresi; erkeklerin %71,4’ünde (n=155) konka bülloza, %38,2’sinde
(n=83) Haller hücresi saptandı. Haller hücresi katılımcıların %37’sinde
(n=191), konka bülloza %73’ünde (n=370) ve hem Haller hem de
konka bülloza %29,2’sinde (n=148) tespit edilmiştir. Sağ konka bülloza ile sağ Haller hücreleri ve sol Haller hücreleri arasında yüksek pozitif korelasyon ve sol konka bülloza ile sağ Haller hücreleri ve sol
Haller hücreleri arasında orta pozitif korelasyon gözlenmiştir (r: 0,503,
0,420). Sonuç: Konka bülloza ile Haller hücreleri arasında istatistiksel
olarak anlamlı bir korelasyon bulunmamıştır. Ancak, sağ veya sol tarafta konka bülloza ve Haller hücrelerinin varlığı, karşı tarafta da bu
oluşumların görülme olasılığını artırmaktadır. Konik ışınlı bilgisayarlı
tomografi düşük radyasyon ve maliyeti nedeniyle çok uygun bir yöntem olarak kullanılabilir.
Objective: The objective of this study was to determine
the prevalence of concha bullosa and Haller cells in a subpopulation
from the Eastern Anatolia Region, and to investigate whether there is
a correlation between the presence of concha bullosa and Haller cells.
Material and Methods: A total of 507 cone beam computed tomography images (290 females, 217 males) were retrospectively evaluated.
The presence of Haller cells and concha bullosa was separately assessed
for the right and left sides in frontal section images. Chi-square and
Spearman correlation tests were used for the statistical analysis, with a
significance level set at p<0.05. Results: Concha bullosa was detected
in 74.1% (n=215) of females and 71.4% (n=155) of males, while Haller
cells were detected in 37.2% (n=108) of females and 38.2% (n=83) of
males. Haller cells were present in 37% (n=191) of all participants, concha bullosa in 73% (n=370), and both Haller cells and concha bullosa
in 29.2% (n=148). A high positive correlation was observed between
right concha bullosa and a moderate positive correlation between left
concha bullosa and both right and left Haller cells (r: 0.503, 0.420).
Conclusion: There was no statistically significant correlation found
between concha bullosa and Haller cells. However, the presence of concha bullosa or Haller cells on one side increased the likelihood of these
formations being present on the opposite side. Cone beam computed
tomography proves to be a suitable method due to its low radiation exposure and cost-effectiveness