HITIT THEOLOGY JOURNAL, cilt.22, sa.2, ss.762-780, 2023 (ESCI)
Farklı inançlara mensup insanlar tarih boyunca birbiri ile karşılaşmış, ortak mekânı ve yaşam olanaklarını paylaşma durumunu tecrübe etmiştir. Ancak küreselleşme hareketlerinin yaygınlık kazanması ile beraber özellikle iletişim ve ulaşım olanaklarının artması, bu tecrübeyi yoğunlaştırmıştır. Söz konusu hareketlilik farklı inançlara mensup bireyleri daha sık bir araya getirmiş, ortak bir zemini paylaşmalarını daha da gerekli hale getirmiştir. Bu durum pek çok alanı olduğu gibi din eğitimini de etkilemiş, din eğitimine yeni görev ve sorumluluklar yüklemiştir. Din eğitimi aracılığıyla dünyada yaşayan dinler hakkında bilgi sahibi olma, bu dinlere inanan insanları tanıma hususunda daha sistematik arayış ve yaklaşımlar geliştirilmeye çalışılmıştır. Türkiye’de de din dersleri aracılığıyla farklı dinlere yer verilmiş, 1956 yılından itibaren bu derslerin programında diğer dinler yer almaya başlamıştır. Özellikle Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi (DKAB) dersinin zorunlu olarak okutulan dersler arasında yer alması ve bu derste kültür kavramına vurgu yapılması ile beraber öğretim programlarında İslam dışındaki diğer dinler daha sistemli bir şekilde gündeme alınmıştır. Bu bağlamda 2018 yılında güncellenen ve halen geçerli olan DKAB öğretim programında diğer dinler ile ilgili konular, ortaöğretim 11. ve 12. sınıf içeriklerinde yer almaktadır. Buna göre 11. sınıfın son ünitesinde Yahudilik ve Hıristiyanlık; 12. sınıfın son ünitesinde de Hint ve Çin dinleri kapsamında Hinduizm, Budizm, Konfüçyanizm ve Taoizm dinleri işlenmektedir. Öğretim programında yer alan bilgilere bakıldığında bu dinlerin öğretiminde nesnel, bilimsel ve betimleyici bir üslubun geliştirilmesine önem verildiği, kendi kaynakları ve bilgi anlayışına göre sunulması yönünde bir anlayışın benimsendiğinin vurgulandığı görülmektedir. Ünitelerde yer alan kazanımlarda ise her bir dinin doğuşu ve gelişim sürecinin özetlenmesi yer almaktadır. Bu çalışmanın amacı DKAB derslerinde yer alan İslam dışındaki diğer dinlere ilişkin konuları ve bu konuların öğretimini öğretmen görüşlerine göre incelemektir. Programda yer alan dinler ve bu dinlerin öğretimine ilişkin yaklaşımlar konusunda herhangi bir saha araştırmasına rastlanmaması çalışmayı önemli kılmaktadır. Bu çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışması deseni kullanılmıştır. Çalışma grubu olarak Türkiye’nin 7 bölgesinden seçilmiş 8 DKAB öğretmeni ile bire bir görüşmeler yapılmıştır. Görüşmede yer alan katılımcılara yarı yapılandırılmış görüşme formu aracılığıyla sorular yönlendirilmiştir. Alınan cevaplar araştırmacılar tarafından içerik analizine tâbi tutulmuş ve diğer dinlerin öğretimine ilişkin 6 tema elde edilmiştir. Bunlar; DKAB derslerinde diğer dinlerin yer almasının gerekliliği, bu dinlere ilişkin içerik, öğrenci tutumu, öğretmen tutumu, öğrenme durumu ve konuların işlenmesinde karşılaşılan sorunlardır. Verilerden elde edilen sonuçlara bakıldığında genel olarak öğretmenlerin DKAB derslerinde diğer dinlere ait konuların yer almasını gerekli gördükleri ortaya çıkmıştır. Öğretmenler, diğer dinlere dair içeriklerin gerek programda gerekse ders kitabında objektif bir şekilde, bilimsel verilerle desteklenerek ve dinlerin kendi kaynaklarına uygun olacak şekilde ele alındığını ifade etmişlerdir. Öğretmenlere göre bu dersi alan öğrenciler diğer dinleri öğrenmeye istekli ve meraklı olmakla birlikte bu dinleri kendi inançları bağlamında anlamaya ve değerlendirmeye çalışmaktadır. Öğretmenlerin ise kendi dinlerine karşı savunmacı, diğer dinlere karşı ise objektif ve hoşgörülü bir tutum sergiledikleri tespit edilmiştir. Diğer dinlerin öğretiminde farklı yöntem ve teknik kullanımının önemi takdir edilmekle beraber öğretmenlerin anlatım yönteminden uzaklaşamadıkları tespit edilmiştir. Derslerde materyal olarak ders kitabının merkeze alındığı, bununla beraber etkileşimli tahta ve çeşitli görsel-işitsel araçlardan da faydalanıldığı ortaya çıkmıştır. Son olarak öğrencilerin hazırbulunuşluk eksikliği, bazı sorulara tatmin edici cevap verilememesi ve bu derslerin ortaöğretimin son iki kademesinin son ünitelerinde yer alması karşılaşılan sorunlar olarak tespit edilmiştir.
Throughout history, people of different faiths have encountered each other and experienced sharing common space and life opportunities. However, with the spread of globalization, especially the increase in communication and transportation opportunities, this experience has intensified. This mobility brought together individuals of different faiths more frequently and made it even more necessary for them to share a common ground. This situation has affected religious education as well as many other fields, and has given religious education new duties and responsibilities. Through religious education, more systematic searches and approaches have been tried to be developed in order to have information about the religions living in the world and to get to know the people who believe in these religions. In Turkey, different religions have started to be included in the curricula of religion courses since 1956. Especially with the inclusion of Religious Culture and Ethical Knowledge (RCEK) among the compulsory courses and the emphasis on the concept of culture in this course, religions other than Islam have been included in the curriculum in a more systematic way. In this context, the subjects related to other religions are included in the 11th and 12th grade contents of the RCEK curriculum, which was updated in 2018 and is still valid. Accordingly, Judaism and Christianity are covered in the last unit of the 11th grade, and Hinduism, Buddhism, Confucianism and Taoism are covered in the last unit of the 12th grade within the scope of Indian and Chinese religions. The curriculum emphasizes the development of an objective, scientific and descriptive teaching style of these religions, and adopts an understanding of presenting them according to their own sources and understanding of knowledge. The learning outcomes in the units include the summaries of the birth and development process of each religion. The aim of this study is to examine the subjects related to religions other than Islam in the RCEK courses and the teaching of these subjects according to the views of the teachers. The absence of any field research on religions in the curriculum and approaches to teaching these religions makes the study important. In this study, case study design, one of the qualitative research methods, was used. One-on-one interviews were conducted with 8 teachers selected from 7 regions of Turkey as the working group. Questions were directed in a semi-structured interview form. The answers were subjected to content analysis by the researchers and 6 themes were revealed. These themes are the necessity of including other religions in the curriculum, the content of these religions, student attitudes, teacher attitudes, learning status and problems encountered in the processing of the subjects. When the results obtained from the data are examined, it is revealed that the teachers mostly consider it necessary to include the subjects of other religions in this course. Teachers state that the content on other religions is covered objectively in both the curriculum and the textbook, supported by scientific data and in accordance with the sources of the religions themselves. According to the teachers, students who take this course are eager and curious to learn about other religions, however they try to understand and evaluate these religions in the context of their own beliefs. Teachers have a defensive attitude towards their own religion and an objective and tolerant attitude towards other religions. Although the importance of using different methods and techniques in the teaching of other religions is appreciated, it is determined that the teachers cannot employ other teaching methods than the traditional verbal lecture method. The teaching materials are the course book, interactive boards and various audio-visual tools. Finally, the lack of readiness of the students, the inability to give satisfactory answers to some questions, and the fact that these courses are in the last units of the last two stages of secondary education are identified as the problems encountered.