2019 YILI ARTVİN İLİ VE İLÇELERİ YÜZEY ARAŞTIRMASI


Creative Commons License

Aytekin O.

Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, vol.1, no.2, pp.75-92, 2020 (Peer-Reviewed Journal)

Abstract

ABSTRACT: This article is composed of the data from the “Surface Survey on Artvin Province and Its Districts”, conducted by the team led by me on behalf of Van Yuzuncu Yil University and with the kind permissions of Ministry of Culture and Tourism of Turkish Republic and the financial support of the Turkish Historical Society. The number of the immovable cultural assets in question, some of which have been determined for the first time, is 16, mainly in the Central District of Artvin, and in the districts of Hopa, Kemalpaşa, Borçka, Murgul and Yusufeli. They consist of structures such as monasteries, churches, chapels, castles, mosques and bridges dating back to the period from the Middle Ages to the late Ottoman period. Our investigations, which have been carried on by us in the region since 1997, show that in a small geography there is a potential for a wealth of immovable cultural assets. This finding shows us that since the Middle Ages, rural architectural tradition has developed in accordance with its current topography. Key Words: Artvin, Monastery, Castle, Mosque, Rural Architecture.  

Bu makale; Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi adına, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığımızın izinleri ve Türk Tarih Kurumu Başkanlığının maddi destekleri doğrultusunda, başkanlığımdaki ekip tarafından, “Artvin İli ve İlçeleri”ne yönelik Yüzey Araştırması çerçevesinde elde edilen verilerden oluşturulmuştur. Bir kısmı ilk kez tespiti yapılan söz konusu taşınmaz kültür varlıkları; Artvin Merkez İlçe başta olmak üzere Hopa, Kemalpaşa, Borçka, Murgul ve Yusufeli ilçelerinde, toplam 16 adet Ortaçağ’dan Osmanlı dönemi sonuna kadar uzanan süreçteki manastır, kilise, şapel, kale, cami ve köprü gibi yapılardan oluşmaktadır 1997 yılından beri yörede sürdürdüğümüz incelemeler göstermiştir ki, küçük bir coğrafyada, zengin sayılabilecek oranda taşınmaz kültür varlığı potansiyeli bulunmaktadır. Bu da bize, Ortaçağ’dan beri kırsal mimari geleneğin, mevcut topografyasına uygunluk içerisinde geliştiğini doğrulamaktadır.