Folklor 4.0: Dijital Çağda Halk Kültürünün Eğitimde Yeniden İnşası


Creative Commons License

Bazancir R.

Pegem Akademi, Ankara, 2025

  • Yayın Türü: Kitap / Araştırma Kitabı
  • Basım Tarihi: 2025
  • Yayınevi: Pegem Akademi
  • Basıldığı Şehir: Ankara
  • Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Folklor, insanlığın ortak hafızasının en eski taşıyıcılarından biridir. Sözlü kültür ortamında doğan ve kuşaktan kuşağa aktarılan halk anlatıları, yalnızca birer eğlence unsuru değil, aynı zamanda toplumların değerler sistemini, sosyal yapısını ve kültürel kimliğini inşa eden temel kodlardır. Masallar, destanlar, efsaneler, fıkralar ve ninniler, bireylerin dünyayı anlamlandırma biçimlerini şekillendirmiş; ortak yaşam pratiklerine, inançlara ve ahlaki normlara yön vermiştir. Ancak 21. yüzyılın hızla gelişen dijital teknolojileri, folklorun aktarım, yaşama ve yeniden üretim biçimlerini köklü bir dönüşüme uğratmıştır. Bu noktada folklor, yalnızca geçmişten bugüne aktarılan bir kültürel miras değil; aynı zamanda dijitalleşme aracılığıyla geleceğe taşınan dinamik bir ifade biçimi olarak da karşımıza çıkmaktadır.

Elinizdeki bu eser, Folklor 4.0 yaklaşımı çerçevesinde, halk kültürünün dijital çağdaki yeni görünümlerini ve işlevlerini tartışmayı amaçlamaktadır. Geleneksel sözlü performanslardan yazılı metinlere, radyo ve televizyon yayıncılığından sosyal medya içeriklerine, sanal gerçeklik (VR) ve artırılmış gerçeklik (AR) uygulamalarından Metaverse evrenlerine uzanan geniş bir yelpazede folklorun yolculuğu ele alınmıştır. Bu süreç, yalnızca teknolojik bir değişim değil, aynı zamanda pedagojik, sosyolojik ve kültürel boyutlarıyla da değerlendirilmektedir. Dolayısıyla bu kitap, yalnızca bir alan araştırması değil; disiplinler arası bir bakış açısıyla folklorun dijitalleşme çağındaki konumunu yeniden tanımlayan bir girişimdir.

Kitap boyunca, Dede Korkut, Nasreddin Hoca, Keloğlan, Karagöz ve Hacivat gibi köklü anlatı figürlerinin yeni medya ortamlarında nasıl yeniden üretildiği incelenmektedir. Bu figürlerin televizyon dizilerinden dijital oyunlara, internet memlerinden yapay zekâ destekli içeriklere kadar farklı platformlarda yeniden kurgulanması, folklorun çağdaş toplumdaki işlevini gözler önüne sermektedir. Ayrıca küresel ölçekte Assassin’s Creed Odyssey, God of War, The Witcher 3, Hellblade gibi mitoloji temelli dijital yapımlar da analitik bir karşılaştırma unsuru olarak ele alınarak, Türk folklorunun dijital ortamlardaki temsil potansiyeli tartışılmaktadır. Bu karşılaştırmalar, yalnızca kültürel etkileşimi değil, aynı zamanda küresel dijital kültürde yerel kimliklerin nasıl konumlandığını da göstermektedir.

Bu çalışma, aynı zamanda folklorun pedagojik işlevlerini yeniden gündeme taşımaktadır. Geleneksel halk anlatılarında yer alan ahlaki değerler, toplumsal dayanışma, adalet, sadakat, cesaret ve misafirperverlik gibi unsurların, dijital öğrenme ortamlarında da etkin biçimde aktarılabileceği ortaya konulmaktadır. VR tabanlı öğrenme uygulamaları, dijital oyun tabanlı öğrenme yaklaşımları ve Metaverse içerisindeki katılımcı kültür ortamları, folklorun yalnızca bir miras olarak korunmasını değil, aynı zamanda geleceğe dönük işlevsel bir eğitim aracına dönüşmesini sağlamaktadır. Böylelikle folklor, sınıf ortamından sanal evrenlere uzanan geniş bir pedagojik ekosistem içerisinde yeniden hayat bulmaktadır.

Bu kitabın hazırlanma süreci, yalnızca akademik bir çabanın ürünü değil, aynı zamanda geleceğe dair bir kültürel sorumluluk bilinci ile şekillenmiştir. Folklor, durağan bir geçmiş değil; her çağın koşullarına uyum sağlayarak yeniden üretilen canlı bir kültürel dokudur. Bugün, dijitalleşme çağında folklorun nasıl bir yol izleyeceğini, hangi pedagojik imkânlarla bütünleşeceğini ve kültürel sürdürülebilirliğe nasıl katkı sağlayacağını tartışmak, gelecek nesiller için büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle elinizdeki eser, bir yandan akademik bir inceleme sunarken, diğer yandan dijital çağda kültürel mirasın nasıl korunacağına dair etik ve toplumsal sorulara da yanıt aramaktadır.

Bu eserin hem halk bilimi hem eğitim bilimleri alanında çalışan araştırmacılar için yeni ufuklar açmasını, aynı zamanda öğretmenler, yazılımcılar, kültürel miras kurumları ve dijital içerik üreticileri için yol gösterici bir kaynak olmasını amaçlıyorum. Folklorun dijital çağa entegrasyonu, yalnızca akademik bir tartışma konusu değil, aynı zamanda toplumsal kimliğimizin, kolektif belleğimizin ve kültürel değerlerimizin geleceğe taşınmasının bir zorunluluğu olarak görülmektedir. Bu bağlamda Folklor 4.0 yaklaşımı, hem akademi hem de toplum için bir çağrı niteliği taşımakta; folklorun dijital çağda yeniden keşfi ve yeniden inşasının gerekliliğini vurgulamaktadır.