MIZANU'L-HAQQ: JOURNAL OF ISLAMIC STUDIES, sa.11, ss.403-428, 2020 (Hakemli Dergi)
Kelâmcıların hadislere yaklaşımı muhaddislere nispeten daha katıdır. Bunda akaid
gibi dinde önemli bir alanın sağlam temellere sahip olması gerektiği, binaenaleyh kelâm
ilminin de yargılarını kesin deliller üzerine bina etmesi gerektiği hususuyla birlikte belli
bir dönemden sonra bu ilmin, felsefi argümanlardan etkilenmiş olmasının da payı vardır.
Bununla beraber kelâm eserlerinde sübut ve delâlet bakımından birtakım problemler içeren
hadisler de kullanılmıştır. Dolayısıyla teoride hadis ilmi açısından sağlam prensiplere sahip
olan bu ilmin pratikteki durumunu anlamanın en iyi yolu usûlü’d-dîne (kelâm) ait eserlerin
incelenmesidir. Bu anlamda durumu daha yakından görmek ve teori ile uygulamayı mukayese etmek amacıyla bu çalışmada el-Cürcânî’ye (ö. 816/1413) ait Şerhu’l-mevâkıf isimli eser
ele alınmıştır. Hicri IX/XV. asrın dil ve fıkıh âlimlerinden olan Seyyid Şerif el-Cürcânî, aynı
zamanda kelâm ilminin de bu asırdaki önemli simalarındandır. Öyle ki şerh olarak yazdığı
birçok eseri asıl metinlermiş gibi kabul görmüştür. Bu eserlerinden bir tanesi de Adudüddîn
el-Îcî’ye (ö. 756/1355) ait olan el-Mevâkıf isimli esere yazdığı şerh’tir. Çalışmada el-Cürcânî’nin Şerhu’l-mevâkıf’ı özelinde mütekelliminin, ne tür rivâyetler kullandıkları ve hangi
kaynaklardan beslendikleri; dolayısıyla rivâyet anlayışları, hadislere bakışları ve bu konuda
bir usûllerinin olup olmadığı, mütevâtir rivâyetleri nasıl kullandıkları, mütevâtir olarak kullandıkları hadislerin mütevâtir kavramının tanımına ve şartlarına ne kadar uyduğu, eserlerinde isnâd ve kaynak gösteriminin ne sıklıkta olduğu gibi hususlar sorgulanmaktadır.