Yüzüncü Yil Universitesi Egitim Fakultesi Dergisi, cilt.18, sa.2, ss.111-122, 2021 (Hakemli Dergi)
İyiye ve güzele ulaşma arzusu geçmişten günümüze kadar devam edegelen evrensel bir olgudur. Tarih boyunca yaşanan savaşlar, salgınlar, deprem ve sel gibi doğal felaketler ve özellikle Sanayi Devrimi ile birlikte ortaya çıkan kargaşa ortamı, yaşamın sıkıcılığı ve ruhsuzluğu bireyi bunaltmıştır. Nefes alma ihtiyacı içinde olan birey bu gereksinimini, bilinçli veya bilinçsiz, kendisinde çeşitli duygular uyandıran güzel sanat dallarında ortaya konulmuş eserler yolu ile gidermeye çalışmıştır. Bu sebeple, insanla beraber büyüyüp gelişen sanat, insan yaşamının gerekliliklerinden bir tanesi haline gelmiştir. Bütün bunlar olup biterken Yunan filozof Eflatun ile başlayan sanatın işlevi, toplum için mi, sanat için mi olduğu türden tartışmalar halen devam etmektedir. Öte taraftan sanat eserlerinin üretilme sürecinde sanatçının duygu dünyasında yaşananlar da gizemini koruyarak başka bir tartışma konusu olmuştur. Bu çalışmada, sanatın hangi ihtiyaçlar doğrultusunda doğduğu, hangi süreçlerden geçtiği ve yorumlanmasında ortaya çıkan bireysel farklılıkların incelenmesi amaçlanmaktadır.