in: COVID-19 DÖNEMİNDE İKTİSADİ, İDARİ VE SOSYAL BİLİMLER ÇALIŞMALARI, Dr. Cafer Şafak EYELDr. Öğr. Üyesi Serkan GÜN, Editor, iksad , Ankara, pp.3-26, 2020
Salgın hastalıkların insanlığın tarihi kadar eski bir mazisi olduğu
söylenebilir. Bu nedenledir ki, insan topluluklarının aralarındaki ilişkilerle
birlikte kendine yeni yayılma sahaları sağlayan salgın hastalıklar, daha önce
hiç ortaya çıkmadıkları sahalarda çok fazla insanın ölümüne sebep olarak güçlü
devletlerin güçlerini kaybetmelerine sebebiyet vermiştir(Yılmaz, 2017:27).
Tarihte özellikle Birinci Dünya Savaşı’ndan bu yana tifüs, sıtma, kolera, veba,
frengi ve verem gibi birçok salgın ve bulaşıcı hastalıkla mücadele edildiği ve
bu hastalıklar nedeniyle yüzlerce insanın hayatını kaybetmesi bunun
göstergesidir.
Büyük çaplı salgınların kendisi bir afet halini alabilir ya da
yaşanan afetlerin sonucunda da salgınlar görülebilir. Ülkemizde bu zamana kadar
yaşanan afetlerde, deprem kuşağında yer alan bir ülke olması nedeniyle
özellikle yaşanan depremlerden ya da taşkın ve sellerden sonra, karşılaşılan
sıkıntılardan biri olan salgın hastalık durumunun, şu anda hem ülkemiz hem de
tüm dünyanın mücadele ettiği bir afet halini alması söz konusudur. Covıd-19
olarak adlandırılan ve bir anda tüm dünyanın gündemine oturarak çok sayıda
insanın ölümüne neden olan salgınla birlikte olağanüstü tedbirlerin alınması da
kaçınılmaz olmuştur.
İnsanlık tarihi boyunca, başta deprem olmak üzere, büyük çaplı
yangınlar, kuraklık ve aşırı yağışların neden olduğu su baskınları gibi doğa
kaynaklı afetlerin yanı sıra “salgın hastalıklar” da insan ölümleriyle
sonuçlanan önemli sebeplerden biri olmuştur. Çok az bir zaman zarfında yayılıp,
milyonlarca insanın ölümüne neden olan salgın hastalıklar, tarihte neredeyse
imparatorlukların yıkılmasına, orduların yok olmasına ve son olarak insan
topluluklarının ruhsal durumlarında onarması güç yaraların açılmasına neden
olmuştur.
Bu
çalışmada; öncelikle, afet olarak adlandırılan covıd-19 salgın hastalığı
kapsamında ülkemizde alınan tedbirler üzerinde durulacaktır. Ardından, alınan
tedbirlerin afet yönetimi açısından, hem risk hem de kriz yönetimi bağlamında analizi
yapılacaktır. Sonuç kısmında ise, konuya ilişkin değerlendirme ve
önerilere yer verilecektir.