5. INTERNATIONAL FOOD, AGRICULTURE AND VETERINARY SCIENCES CONGRESS, Kars, Türkiye, 17 - 19 Şubat 2023, ss.356-357
Gıda kaynaklı sağlık problemleri her geçen gün artarak, gıda ve yem güvenliğini tehdit eden fiziksel,
kimyasal ve biyolojik riskler karşımıza çıkmaktadır. Bu riskler, insan ve hayvan sağlığını tehdit etmenin
yansıra ciddi ekonomik kayıplara da neden olmaktadır. Biyolojik tehlikeler, bu risk grupları içerisinde
çok daha fazla dikkat edilmesi gereken gruptur. Özellikle mikrobiyolojik risk grupları olarak tanımlanan
patojen bakteriler, virüsler, parazitler, küf ve mantarlar bulaşma, geniş bölgelere hızlı yayılma ve
ölümcül olma potansiyeli yüksek canlılardır. Bu tehlikeler arasında mantar krallığının organizmaları
tarafından üretilen, toksik bir ikincil metabolit olan hem insanlarda hem de hayvanlarda hastalık ve
ölüme neden olabilen mikotoksinler önemli bir yere sahiptir. Önem derecesine göre ülkelere bazında
farklılıklar göstermekle birlikte birinci derecede önemli mikotoksinler, Aflatoksinler ve Zeralenon
(ZEA) [en yaygın olanları Aflatoksin B1 (AFB1)], Trikotesenler, Okratoksinler (OTA) ve ergot
alkaloitleridir [en yaygınları Deoxynivalenol (DON) ve T-2 toksin (T-2)]. Gıdalar ve yem ham
maddelerinde mikotoksin oluşumunu engellemek ve/veya mikotoksin bulaşıklığının etkisini azaltmaya
yönelik artan ilgi bilim adamlarını mikotoksinlerin biyotransformasyonu ve adsorbsiyon yoluyla
biyoyararlanımının azaltılarak detoksifikasyonu konularında odaklanmaya yöneltmiştir. Son yıllarda
mikotoksinlerin fiziksel ve kimyasal detoksifikasyon yöntemlerinin gerek gıda gerekse hayvan yemleri
besin kalitesi üzerine olumsuz etkileri olmakta, besin madde kaybı oluşturmakta, insan ve hayvan sağlığı
üzerine olumsuz etkileri nedeniyle uygulanamamaktadır. Yine bu yöntemlerin uygulama zorluğu, pahalı
bir yatırımı gerektirmesi ve yemdeki oluşturdukları organoleptik ve fiziksel bozukluklar araştırmacıları,
insan ve hayvan sağlığına karşı olumsuz herhangi bir etkisi bulunmayan güvenilir ve başarılı olan
biyolojik detoksifikasyon yöntemlerine yöneltmiştir. Bu araştırmada, mikotoksinlerin biyolojik
detoksifikasyonu ile ilgili çalışmaların derlenmesi amaçlanmıştır. Bu biyolojik yöntemlerle, başta
Laktik asit bakterileri olmak üzere diğer probiyotik bakteriler, mayalar, protozoonlar ve toksin bağlayıcı
diğer mikroorganizmalar kullanılarak yapılan çalışmalardan bir derleme sunulmuştur.
Food-borne health problems are increasing day by day, and physical, chemical and biological risks that
threaten food and feed safety are emerging. These risks are not only threaten human and animal health,
but also cause serious economic losses. Biological hazards are the group that needs much more attention
among these risk groups. Pathogenic bacteria, viruses, parasites, molds and fungi, which are defined as
microbiological risk groups in particular, are organisms with a high potential for contamination, rapid
spread to large areas, and deadly. Among these dangers, mycotoxins, a toxic secondary metabolite
produced by organisms of the fungal kingdom, which can cause disease and death in both humans and
animals, have an important place. Although it differs according to the countries in order of importance,
the most important mycotoxins are Aflatoxins and Zeralenone (ZEA), the most common being Aflatoxin
B1 (AFB1); Trichothecenes, Ochratoxins (OTA) and ergot alkaloids, the most common being Deoxynivalenol (DON) and T-2 toxin (T-2). the most important mycotoxins are Aflatoxins and
Zeralenone (ZEA) [the most common are Aflatoxin B1 (AFB1)], Trichothecenes, Ochratoxins (OTA)
and ergot alkaloids [the most common are Deoxynivalenol (DON) and T-2]. Increasing interest in
preventing mycotoxin formation and/or reducing the effect of mycotoxin contamination in foods and
feed raw materials has led scientists to focus on the biotransformation of mycotoxins and their
detoxification by reducing their bioavailability by adsorption. In recent years, physical and chemical
detoxification methods of mycotoxins have negative effects on the nutritional quality of both food and
animal feed, cause loss of nutrients, and cannot be applied due to their negative effects on human and
animal health. Again, these methods are difficult to implement, require an expensive investment, and
the organoleptic and physical disorders they create in feed have led researchers to reliable and successful
biological detoxification methods that do not have any negative effects on human and animal health. In
this study, it is aimed to compile studies on the biological detoxification of mycotoxins. A review of
studies using these biological methods, primarily lactic acid bacteria, other probiotic bacteria, yeasts,
protozoa and other toxin-binding microorganisms is presented.