5. Uluslararası Lisansüstü Çalışmalar Kongresi, Balıkesir, Türkiye, 25 - 28 Haziran 2025, ss.178-188, (Tam Metin Bildiri)
Bu çalışmada, Van Müzesinden alınan seramik parçalarının (29 örnek) petrografik, mineralojik ve jeokimyasal özelliklerinin belirlenip Van ve çevre illerden alınan yerel killerin (19 örnek) özellikleri ile karşılaştırılması yoluyla seramiklerin kaynak hammaddelerinin saptanması amaçlanmıştır. Seramik ve yerel kil örnekleri üzerinde arkeometrik bir yaklaşımla XRD, ICP-MS, SEM-EDX analizleri ve boyutları uygun olan seramikler üzerinde ince kesit incelemeleri yapılmıştır. Seramik örneklerinin makro gözlemlerinde; ince dokulu oldukları, gövde ve ağız bölümlerinden oluştukları, Osmanlı seramiklerinin farklı renklere sahipken diğer dönem seramiklerinde devetüyü, kahverengi ve siyah olmak üzere sadece üç renk bulunduğu belirlenmiştir. Seramik örneklere ait ince kesitlerde plastik olmayan kalsit, kuvarsit ve mika grubu minerallerin oranının yüksek olduğu dolayısıyla seramik hammaddesinin ateşe dayanımının yüksek olduğu belirlenmiştir. Seramiklerin genellikle orta ve iri boyutta agrega içermesi hammaddeler için öğütme işleminin uygulanmadığını ya da yetersiz yapıldığını akla getirmektedir. Seramiklerin büyük çoğunluğunun kırmızı-kahverengi tonlarında olması çoğunlukla demirli bir matriks içermelerine bağlıdır. XRD analizleri yapılan örneklerin tümünde kil bulunması seramiklerin üretim sıcaklığının 600-800oC olduğuna işaret etmiştir. Hiçbir örneğin bileşiminde hersinit ve spinel belirlenmemiş olması da pişirim sıcaklığının 1050oC’yi geçmediğini göstermektedir. Tarihi eser seramiklerin XRF analizleri değerlendirildiğinde; demirce zengin hammaddelerden üretildikleri, kuvars ve kil mineralleri dışında hammadde olarak feldispatların da kullanıldığı yorumu yapılmıştır. Van Gölü Havzasından alınan yerel kil örneklerinin mineralojik ve jeokimyasal analizleri, havzanın güneyinden alınan örneklerin, havzanın kuzeydoğu kesiminden alınanlara kıyasla seramik üretimine daha uygun olduğunu göstermiştir. Dolayısıyla, Van Şehri civarında yapılmış tarihi eser seramiklerinin üretiminde daha çok Van Gölü Havzasının güney kesimindeki kil yataklarından alınmış hammaddeler kullanılmış olmalıdır.
This study aimed to determine the source raw materials of ceramics by determining the petrographic, mineralogical and geochemical properties of ceramic pieces (29 samples) taken from Van Museum and comparing them with the properties of local clays (19 samples) taken from Van and surrounding provinces. XRD, ICP-MS, SEM-EDX analyses were performed on ceramic and local clay samples with an archaeometric approach and thin section examinations were performed on ceramics with suitable dimensions. In the macro observations of ceramic samples; it was determined that they were finely textured, consisted of body and mouth sections, Ottoman ceramics had different colors while other period ceramics had only three colors: camel, brown and black. In the thin sections of ceramic samples, it was determined that the ratio of non-plastic calcite, quartzite and mica group minerals was high and therefore the ceramic raw material had high fire resistance. The fact that ceramics generally contained medium and large-sized aggregates suggests that the grinding process was not applied or was insufficient for the raw materials. The fact that the majority of ceramics were in red-brown tones is mostly due to the fact that they contained a ferrous matrix. The presence of clay in all samples analyzed by XRD indicated that the production temperature of the ceramics was 600 800oC. The fact that hercynite and spinel were not determined in the composition of any sample also indicates that the firing temperature did not exceed 1050oC. When the XRF analyses of the historical ceramics were evaluated, it was interpreted that they were produced from iron rich raw materials and that feldspars were also used as raw materials in addition to quartz and clay minerals. Mineralogical and geochemical analyses of local clay samples taken from the Lake Van Basin showed that the samples taken from the south of the basin were more suitable for ceramic production than those taken from the northeastern part of the basin. Therefore, raw materials taken from the clay beds in the southern part of the Lake Van Basin must have been used in the production of historical ceramics made in the vicinity of Van City.