Konuşma Eğitimiyle İlgili Temel Bilgiler


Kardaş M. N., Kardaş N.

KONUŞMA EĞİTİMİ, MEHMET NURİ KARDAŞ, Editör, Pegem akademi, Ankara, ss.1-25, 2020

  • Yayın Türü: Kitapta Bölüm / Araştırma Kitabı
  • Basım Tarihi: 2020
  • Yayınevi: Pegem akademi
  • Basıldığı Şehir: Ankara
  • Sayfa Sayıları: ss.1-25
  • Editörler: MEHMET NURİ KARDAŞ, Editör
  • Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Konuşma kişioğlunu diğer canlılardan ayıran en önemli vasıflarından biri

olan düşünme, muhakeme etmenin sesler vasıtasıyla dışa vurulmasıdır. Konuşma

sosyal bir varlık olan insana bahşedilen en değerli eylemdir. Konuşmanın amacına

uygun gerçekleşmesi bireylerin fiziksel ve zihinsel açıdan yeterli, sağlıklı olmalarıyla

mümkün olabilmektedir.

Kişiler için hayati önem sahip konuşma dilinin nerede, ne zaman, nasıl oluştuğu

tarih boyunca merak konusu olmuştur. Bu merak insanları yeryüzünde konuşulan

ilk dili bulmaya yöneltmiş ve bu çabanın ürünü olarak ortaya birçok kuram

atılmıştır.

Monogenistlere (tek köken/tek kaynak) göre diller bir kaynaktan türemiştir.

Bütün dillerin kaynağının Frikyaca olduğunu savunmaktadır. Poligenistlere (çoklu

köken/çok kaynak) göre başlangıçta jest ve mimiklerle anlaşma yoluna giden insanlar

zamanla beden diliyle birlikte taklit ve yansımalardan yararlanarak anlamlı

birimler ve kurallı manzumeler oluşturmuş ve ilk dilleri meydana getirmişlerdir

İslam düşüncesine dayalı teorilerden Vahiy ve İlham Teorisi’ne göre göre

kişioğlu dünyaya dil edinme yeterliği ile gelir. Bu yeterliği bahşeden yaratıcıdır.

Uzlaşma/Anlaşma Teorisi’ne göre ise dil, insanlar arasında oluşan uzlaşma ve anlaşma

sonucu ortaya çıkmıştır. Birleştirici Teori teoriye göre dil Allah tarafından

insanlara öğretilmiştir. Bu teori Vahiy ve İlham ile Uzlaşmacı teoriyi kabul eder.

Çekimser Teori ise bahsedilen üç teoriden hiçbirinin ispatlanabilirlik açısından

daha kesin olmadığını savunur. Bu nedenle Vahiy kaynaklı ya da insan ürünü (Uzlaşmacı)

olduğu yönündeki görüşlerin eşit ihtimalde kabul edilmesi gerektiğini

savunur. Dilin doğuşuna ilişkin geliştirilen çokça bilinen başlıca kuramlar ise şu

şekildedir:Pooh-pooh (Ünlem) Kuramı; Demokritos’a göre dilin doğuşunun insanın

duygusal yapısıyla doğrudan bağlantısı vardır. İnsanların çeşitli olaylar karşısında

ruh ve bedenle ilgili duygularının tezahürü olan ünlemler ilk dilin kaynağını oluşturduğunu

savunmaktadır.

Yo-he-ho (İş ) Kuramı; Bazı bilginler ilk dilin insanların birlikte çalışırken

çıkardıkları ortak seslerden hareketle oluştuğunu savunmuştur. Dilin oluşumunda

ortak çalışma ve birlikte iş yapmanın etkili olduğunu savunan kuramdır.

La-la (Müzik) Kuramı; Kurama göre dil ve müzik aynı kaynaktan çıkmıştır.

Diğer bir deyişle dil söyleyişteki ahenkten, müzikten yola çıkarak oluşmuştur.

Jest ve Mimik (Psikolojik) Kuramı; Kurama göre tüm varlıklar gibi insanların

da başlarda, henüz sözün olmadığı dönemlerde kızgınlık, öfke, ıstırap, korku,

ilgisizlik; neşe, mutluluk, merak, ilgi, kıskançlık vb. psikolojik hallerini, duygularını

sadece jest ve mimikleriyle aktarmışlardır. Jest-mimikler ilk dile kaynaklık

etmiştir.

Toplumsal Denetim Kuramı; Bu kuram konuşmanın insanın kendi dışındaki

kişileri denetim altına alarak kişisel gereksinimlerini karşılama isteği sonucunda

doğduğunu ileri sürer

Ding-dong (Tepki) Kuramı; Bu kuram çevrelerinde gelişen olaylara tepki

göstermek için insanların çıkardıkları seslerden hareketle ilk dilin oluştuğunu

savunmaktadır. İnsanların ihtiyaçlarını karşılamak için çıkardıkları sesler de bu

kuramın hareket noktalarındandır.

Güneş-Dil Kuramı; Herman Kvergiç’in savunduğu kuramdır. Kvergiç’e göre

yeryüzünde konuşulan ilk dil Türkçe’dir. Kvergiç bu iddiayı gerekçeleriyle birlikte

raporlayarak 1935’te Atatürk’e göndermiştir. Atatürk’e iletilin 47 sayfalık bu rapora

göre dil ilkin jestlerden oluşmuş, bazı anlamlı sesler buna daha sonra eklenmiştir.

Kvergiç iddiasına delil olarak Türkçe zamirleri göstermiştir. “M” kişinin kendisini

gösteriyordu: ben<ET men, eli+i+m gibi. “N” bu kişiye yakın olanı gösteriyordu:

sen, el+i+n gibi. “Z” ise daha geniş bir anlamı gösteriyordu: biz, siz gibi.

Kvergiç’e göre biçimlenen ilk insan dili Türkçe’ydi.

“Sözü düşünerek söyle, güzel söyle, kısa söyle! Çok dinle, az konuş; akıl ile

söyle, bilgiyle söyle! Yusuf Has Hacip

“Ne zaman insanların karşısında konuşmaya başlasam John F. Kennedy’nin

‘Dünyayı değiştirecek şeyler söylemeyeceksiniz, çenenizi kapalı tutun’ lafını hatırlarım.”

Tom Peters