Şîâ ile Sûfîlere Göre Rü'yetullah Meselesi


Creative Commons License

Aktulga Gürbüz S.

Van İlahiyat Dergisi, cilt.6, sa.8-9, ss.131-153, 2018 (Hakemli Dergi)

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Cilt numarası: 6 Sayı: 8-9
  • Basım Tarihi: 2018
  • Dergi Adı: Van İlahiyat Dergisi
  • Derginin Tarandığı İndeksler: Other Indexes
  • Sayfa Sayıları: ss.131-153
  • Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Allah’ın âhirette görülüp görülemeyeceği (Rü’yetullah), ilk dönemlerden bu yana tartışılan önemli kelâmî konularının başında gelmektedir. Meseleye farklı boyutlarda bakılmasının bir sonucu olarak,  İslâm ekolleri arasında farklı görüşler belirtilmiştir. Aslında bu görüş farkı, Allah’ın mekân, yön ve ışık gibi şeyler olmadan görülüp görülemeyeceğine dair tartışmalardan doğmuştur. Bazı ekoller, rü'yetin mümkün olamayacağını ileri sürerek, Allah'ın görülmesi inancına İslâm dışı bir hüviyet kazandırırken, bazı fırkalar da mümkün olacağını kabul etmekle kalmayıp, bir ifrat ve tefrit örneği sergileyerek, Yüce Allah'a cisim isnâd etme yolunu tutmuşlardır. Mu’tezile ve Şîâ, baştaki gözle Allah Teâlâ’yı görmenin aklen imkânsız olduğunu naklî delillerle temellendirmektedir. Ehl-i Sünnet ekolü ise, orta yolu takip ederek, Yüce Allah'ın ahirette mü'minler tarafından görülebileceğini, ancak bunun keyfiyetinin bilinemeyeceğini kabul etmiştir. Sûfîler de Ehl-i Sünnet kelâmcıları gibi, Allah’ın âhirette görüleceği husûsunda icmâ etmişlerdir. Onlara göre âhirette Allah’ı kâfirler değil, sadece mü’minler görecektir. Âhirette Allah'ı görmek aklen câiz, naklen vaciptir. Araştırma; Ehl-i Sünnet, Şîâ ve Sûfîlerin rü’yetullah konusundaki görüşlerini genel değerlendirmekle beraber, Şîâ Hikmet anlayışının bakışını da kapsayacaktır.