Mevcut Betonarme Yapı Elemanlarının Hasar Türlerinin Belirlenmesinde Deplasman Tabanlı Bir Yöntem Geliştirilmesi


Ceylan H., Erdil B., Karaşin A.

10th INTERNATIONAL BLACK SEA COASTLINE COUNTRIES SCIENTIFIC RESEARCH CONFERENCE, Samsun, Türkiye, 7 - 09 Nisan 2024, ss.192-198

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Samsun
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.192-198
  • Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Dünya genelinde yaşanan ve yaşanmaya devam edecek olan depremler, yapıların deprem performansının önemini ve bu konudaki araştırmaların gerekliliğini zorunlu kılmaktadır. Alınacak tedbirlerle can kaybının minimize edilmesinin yanı sıra ekonomik kayıpların azaltılması ile toplumun daha hızlı toparlanması, tarihi yapıların korunması, kültürel mirasın gelecek nesillere aktarılması ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşma açısından da son derece önemlidir. Mevcut binaların deprem performanslarının belirlenmesinde deprem etkisiyle taşıyıcı elemanların her iki ucunda oluşan dönmelerin tahmin edilmesi ve yorumlanmasının karmaşık olmasından ötürü bu çalışmada deprem etkisiyle eleman uçlarında oluşacak dönmelerin deplasmanlarla ilişkilendirilmesi neticesinde deplasman temelli formülasyonlar geliştirilerek bina performansının tahmin edilmesinde kesme kuvveti (V) ve deplasman (D) tabanlı güvenilir bir yöntem geliştirilmesi amaçlanmıştır. VD yöntemi adı ile geliştirilen bu yöntem binaların doğrusal analizinden elde edilen kesme kuvveti ve buna karşılık gelen yatay deplasmanları kullanarak kesme kuvveti ve yatay deplasman kapasiteleriyle karşılaştırmaktadır. Çalışmada kesme kuvveti kapasitesi moment kapasitesinden, deplasman kapasitesi de kolon uçlarında oluşan eğrilikten hesap edilmiştir. VD yöntemine ait hasar sınırları ve hasar durumlarının belirlenmesinden sonra plastik mafsal uzunluğunun kolonların deprem performanslarını ciddi şekilde etkilediği tespit edildiğinden dolayı yapılan çalışma ile hem güvenli tarafta kalması hem de pratik olması açısından TBDY2018’de tanımlanan plastik mafsal boyu bu çalışmada referans olarak alınmıştır. Analiz sonucunda ele alına düzenli binalar için VD Yöntemi ile TBDY2018 arasında %100 uyumun olduğu ancak aşırı düzensiz binalarda ise uyumun nispeten daha düşük olduğu bulunmuştur. Bu uyum göz önünde bulundurulduğunda düzenli binalar için VD Yönteminin bir alternatif deprem performans değerlendirme tekniği olabileceği görülmüştür.

The earthquakes that occur worldwide and will continue to happen make the seismic performance of structures and the necessity of research in this area mandatory. Taking precautions not only minimizes the loss of life but also reduces economic losses, which allows society to recover more quickly. It is also extremely important for the preservation of historical structures, the transfer of cultural heritage to future generations, and achieving sustainable development missions. The complexity associated with predicting and interpreting rotations occurring at the ends of structural elements under the influence of earthquakes has led to the development of drift-based formulations in this study. The aim was to develop a reliable method for predicting building performance by relating the rotations at the element ends to displacements, based on shear force (V) and displacement (D). This approach addresses the challenges in determining the seismic performance of existing buildings, as estimating and interpreting rotations caused by earthquake effects are intricate. After determining the damage limits and damage states within the framework of the VD method, it was observed in the study that the length of plastic hinges significantly affects the seismic performance of columns. In order to ensure both safety and practicality, the plastic hinge length defined in (TBDY, 2018) was adopted as a reference in this study. After analyzing two buildings with regular geometry and two buildings with irregular and asymmetric geometry, it was found that for symmetric buildings the VD Method showed 100% compatibility with (TBDY, 2018). However, the compatibility was relatively lower for highly irregular buildings. Considering this level of compatibility for symmetric buildings, the VD Method was identified as an alternative technique for assessing seismic performance.