Asya Studies, sa.18, ss.153-162, 2021 (Hakemli Dergi)
XIV. yüzyılın sonlarında İran ve Azerbaycan muhitinde teşekkül eden Hurufilik, kurucusu
Fazlullah Esterabadi’nin Timurlular tarafından Alıncak Kalesi’nde idam edilmesinden sonra
tarikatlaşma sürecini tamamlayamamış ancak kısa zamanda Hindistan’a, Suriye’ye, Anadolu’ya ve
Balkanlara yayılmıştır. Hindistan’da Noktavilik tarikatına evrilen Hurufilik, Anadolu ve Balkanlarda
Bektaşilik tarikatı ile birleşerek varlığını sürdürmüştür. Bunun dışında Gülşenilik ve Mevlevilik gibi
tarikatlar ve bu tarikatların müritleri arasında da etkili olmuştur. Böylece inancı, düşüncesi ya da
İslam’a yaklaşımı ne olursa olsun pek çok insan üzerinde etkisini göstermiştir.
XVI. yüzyıl divan şairlerinden Yusuf Sineçak Hurufilikten etkilenen Mevlevi şairlerden
biridir. Önce Mısır’da İbrahim Gülşeni’ye bağlanan Yusuf Sineçak, Anadolu’ya döndükten sonra
Mevleviliğe girmiştir. Ünlü Cezîre-i Mesnevî’si dışında bazı gazeller de yazmış ancak bunlardan bir
divan oluşturmamıştır. Yusuf Sineçak’ın gazellerinde Mevleviliğin dışında Hurufilik etkileri de
görülmektedir. Tezkire-i Şu’arâ-yı Mevleviyye’de Yusuf Sineçak’tan örnek olarak verilen metinlerden
biri özellikle Hurufiliğe dair derin anlamlar içermesi dolayısıyla dikkat çekmektedir.
Bu çalışma, Yusuf Sineçak’ın Tezkire-i Şu’arâ-yı Mevleviyye’de geçen Hurufilik ile ilgili
şiiri üzerine bir şerh denemesi olup divan şiirinde Mevlevilik ve Hurufilik münasebetlerine dair
mütevazı bir katkıda bulunmayı amaçlamaktadır. Çalışmada öncelikle Hurufiliğin tarikat
yapılanmasından felsefi-mistik bir sistem olmaya doğru evrilişine değinilecek, Mevlevilik ve Hurufilik
münasebetlerinden kısaca bahsedilecek, ardından şairin hayat hikâyesi anlatılıp ilgili şiirin şerhine
geçilecektir. Beş beyitlik bu gazelde ilk üç beyit Hurufilik ile ilgiliyken diğer iki beyitte Hurufiliğe dair
herhangi bir kelime, kavram ya da işaret bulunmamaktadır. Şerh çalışmamızda ağırlık, Hurufilik ile
ilgili olan beyitler üzerinde olacaktır.