I.Uluslararası Zap Havzası Uleması Sempozyumu, Hakkari, Türkiye, 27 - 29 Nisan 2018, cilt.1, sa.10, ss.503-510
İnsanoğlu en eski çağlardan beri iletişim vasıtası olan dile, ilgi duymuş ve bu eşsiz vasıta üzerine kafa yormuştur. Bu ilginin nedensiz olduğu düşünülemez. Daha fazla insanla iletişim sağlamak ve bu iletişimi yaşadığı coğrafyanın dışına da taşımak bu ilginin belki de en büyük nedeni olmuştur.
İnsanın, kendi coğrafyası dışındakilerle iletişim kurma isteği, beraberinde ikinci dili bilme gereksinimini ortaya çıkarmıştır. Dolayısıyla bu sorunun çözümü için hedef dile yönelik sözlük çalışmaları yapılmıştır. Yapılan ilk sözlük çalışmalarının kimler tarafından, nerede ve hangi amaçla yapıldığı konusu hala gizemini korumaktadır. Buna rağmen, bu çalışmaların çok eski bir tarihinin olduğu düşünülmektedir. Gün geçtikçe iletişim ve bilişim teknolojisinin ilerlemesine bağlı olarak bu çalışmalar da gelişme göstermiş ve bu alan, uygulamalı dilbilimin önemli alt dallarından biri haline gelmiştir.
Nisbesini, Hakkâri yakınlarındaki Han köyünden ya da mensubu olduğu Han aşiretinden alan ve bu yörenin önde gelen âlimlerinden biri olan Şeyh Ahmed-i Hânî de bu alanda Arapça-Kürtçe manzum bir eseri kaleme almıştır. Bu eser de günümüzde Arapça öğretim merkezlerinin ve bölgedeki medreselerin önemli başucu eserlerinden biri olmaya devam etmektedir.
Çalışmamızda sözlük bilimini tarihsel bir bakışla inceleyip Ahmed-i Hânî’nin bu sahadaki “Nûbahar” adlı eserinin alanla ilgisini ve katkısını irdelemeye çalışacağız.
Anahtar kelimeler: Nûbahar, Hân, Ahmed-i Hânî, Leksikografi