in: YAZMA EĞİTİMİ, MEHMET NURİ KARDAŞ, Editor, Pegem Akademi, Ankara, pp.59-82, 2021
Dil becerilerinden yazma, dil eğitiminin son halkasıdır. Düzenli, planlı eğitimle
kazanılan ve geliştirilebilen bir dil becerisi olan yazmanın; dinleme, konuşma
ve okuma gibi, bireyin iş, sosyal ve özel yaşamında önemli bir yeri vardır.
Bireyin yazma aşamalarında fiziksel olarak eşgüdümlü çalıştırması gereken
süreçler bulunmaktadır. Yazma sürecinde göz, el, parmaklar, etkin olarak rol alır.
Yazma eyleminin gerçekleşmesi öğrenicilerin kol, el ve parmak kaslarının gelişmiş
olmasına bağlıdır. Belirtilen fiziksel unsurların komuta merkezi beyindir. Beyin
sadece fiziksel unsurların değil, bilişsel işlemlerin ve organların da işleyiş merkezini
oluşturmaktadır. Bu nedenle yazma sürecinde etkin rol alan fiziksel ve bilişsel
işlemlerin gerçekleşmesi, beynin ilgili loblarından gönderilen komutların doğru
algılanması ve işe koşulması ile mümkün olabilmektedir.
Gözler, kişinin yaşam kalitesini ve yazma-okuma becerisini/yeterliğini belirleyen
temel unsurdur. Nitekim kişi büyük ölçüde gözleri sayesinde okur, yazar,
öğrenir, anlar ve anlamlandırır. Öğrenmelerinin %83’ünü gözleri sayesinde
yapmaktadır. Yazabilmek için görebilmek ön koşuldur. Göz kaslarının gelişmişlik
düzeyi okumada olduğu gibi yazmada da önemli bir faktördür. Göz satır üzerinde
20-25 harflik bir alanı, diğer bir ifade ile satırda 3-4 sözcüğü görür. Göz kaslarımetindekileri algılama ve odaklanmasında gördüğü alan, yatay ve dikey boyutlarıyla
büyüklüğü tam olarak ifade edilmeyen elips şeklindedir. 12 punto ile yazılan
metinlerde 7 cm kadar görme açısı genişleyebilir. Görme duyusuyla ilgili sorunlar
yaşayan öğrenciler; harfleri, kelime ve satır aralıklarını göremeyecek, yazdıklarını
takip edemeyecek dolayısıyla yazma süreçleri sekteye uğramış olacaktır.
Yazmayı etkileyen diğer faktörler fiziksel ince motor becerilerdir. Bu beceriler
el-göz koordinasyonu ve hassasiyeti gerektirir. Yazma becerisi, resim yapma, bir
nesneyi tutma ve kavrama, dikiş-nakış gibi ince kas hareketi içeren beceriler ince
motorlarla ilgilidir. Okunaklı güzel yazılar kaleme alma yeterliği ince motorlarla
doğrudan ilintilidir.
Dil becerilerinin (yazma, okuma, dinleme, konuşma) işlevsel kullanımı ancak
beyin ve dil arasında gerçekleşen sağlıklı bir koordinasyonla mümkün olabilmektedir.
Kişinin dil ve yazma becerilerine ilişkin fonksiyonları sol beyinde yer
almaktadır. Yazma eyleminde oksipital lob, parietal lob ve angüler girüs alanları
etkin rol oynamaktadır. Yazma sürecinde sınıflama, sıralama, analiz, düşünceleri
organize etme, eleştirel düşünme ve sentez gibi becerilerin kullanılması; beynin
süreç içerisinde çok aktif ve dinamik bir şekilde kullanıldığını göstermektedir.
Yazma eylemi, birtakım güç zihinsel işlemlerden geçerek somutlaşmaktadır
ve bu işlemler diğer dil becerilerine oranla daha yavaş ilerleyen bir süreçle gerçekleşmektedir.
Çünkü yazma eyleminden önce zihinsel ön hazırlık, planlama, fikir
üretme ve gözden geçirme gibi aşamalar bulunmaktadır. Bu işlemler merkezi yönetici
tarafından yürütülmektedir.
Yazma becerisi ile ilgili işlemler ile beyindeki diğer işlemler birbirini etkilemektedir.
Bu nedenle birey gördüğü bir resmi, duyduğu bir sesi, okuduğu bir kitabı
ya da hislerini, duygularını ve düşüncelerini yazıya aktarmadan önce bunları
zihinde birçok işlemden geçirmektedir.
Etkili yazma becerisine sahip olabilmek için fiziksel ve zihinsel süreçlerin eşgüdüm
içerisinde yürütülmesi gerekmektedir. Fiziksel veya zihinsel özelliklerden
birinde oluşabilecek aksaklık-problem, tüm yazma sürecini ve gelişimini etkileyecektir.
Yazma alanıyla ilgili yeterli bilgi birikimine ve zengin söz varlığına sahip
olmak gerekmektedir. Ancak, bilgi birikimi ve zengin söz varlığı, başarılı yazılar
yazabilmek için tek başına yeterli olamamaktadır. Yazma ve yazı derslerine karşı
olumlu tutum geliştirmek, bütün süreci etkileyen önemli bir faktördür. Zira yazma
kaygısı, yazma tutukluğu yaşamanın temel sebeplerinden biri de öğrenicilerin
yazma tutumlarıdır.