Van Gölü Sempozyumu, Van, Türkiye, 1 - 02 Haziran 2021, ss.1-11, (Özet Bildiri)
Van gölü ve çevresi coğrafi konumu nedeniyle tarih öncesi dönemlerden günümüze birçok
uygarlığın izlerini taşımaktadır. Sahip olduğu doğal, tarihi, kültürel ve toplumsal değerlerle özel bir
bölgedir. Bölgenin özgün niteliklerini yitirmeden ve koruma kullanma dengesi sağlanarak kalkınması
için sürdürülebilirlik ilkesi temelinde, ekolojik unsurların etkin olduğu, fiziksel, çevresel, ekonomik,
kültürel, toplumsal ve kurumsal boyutları içeren bir planlama yaklaşımıyla hazırlanmış, merkezi-yerel
idareler ile sivil toplum kuruluşları, meslek odaları, üniversiteler gibi tüm paydaşlar arasında eşgüdüm
sağlayan bir yönetim planına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu çerçevede öncelikle üretim-tüketim-atık
dengesinin kurulmasına, doğal ve tarihi değerlerin korunmasına, kentsel-sosyal-kültürel altyapı
olanaklarından toplumun eşit yararlanmasına yönelik araştırmalar yapılması ve bu doğrultuda
sürdürülebilirlik eksenli gelişme strateji ve politikaları üretilmesi gerekmektedir. Van Gölü ve
çevresine yönelik tüm çalışmalarda tarihi çevrenin çağdaş anlayışla korunması, gelecek kuşaklara
aktarılması, diğer bir değişle sürekliliğinin sağlanabilmesi için bu alanların karşı karşıya kalabileceği
risklerin belirlenmesi ve alınması gereken önlemlerin neler olduğunun tespit edilmesi gerekmektedir.
Bu çalışma, yukarıda bahsedilen kapsamlı bir yönetim planı içinde kentsel planlama
perspektifinden turizme kaynak olabilecek çekici unsurları tespit edebilmek amacıyla doğal ve kültürel
değerlerin mekânsal dağılımını, Van Gölü ve çevresi ile ilişkilendirilerek bölgenin turizmi olanaklarını
ortaya koymayı amaçlamaktadır. Günümüze kadar bölgenin olumsuz imajı, sosyo-ekonomik
gelişmişlik indeksinin düşük olması gibi nedenlerle turizme kaynak olabilecek doğal, tarihi ve kültürel
çekicilikler etkin kullanılamamıştır. Bölgesel kalkınma açısından değerlendirildiğinde Van Gölü ve
çevresinde turizm sektörünün gelişimi; göç, işsizlik, altyapı ve bölgelerarası eşitsizlik gibi temel
sorunlarının giderilmesini ve bölgenin ekonomik kalkınmasını sağlayacaktır. Bölgede turizmin
gelişmesine yönelik yapılacak bütün çalışmalar üst ölçekten alt ölçeğe inen stratejik planlama
yaklaşımıyla doğal ve kültürel değerlerin sürekliliği sağlanarak turizm olanaklarını geliştirme amaçlı
olmalıdır.
Lake Van and its surroundings bear the traces of many civilizations
from prehistoric times to the present day due to its critical geographical
location, which makes it a special region with extensive natural, historical,
cultural and social values. The authenticity of the region entails the
preparation of a management plan that will guide the conservation and the wise
use of the assets for the sustainable development of the region. A management
plan for the region should be based on the principle of sustainability, with a
consideration of ecological aspects, and should include physical,
environmental, economic, cultural, social and institutional dimensions, as well
as well-established coordination between central-local administrations and all
stakeholders including non-governmental organizations, trade associations and
universities. Ensuring a balance between production-consumption-waste; the
protection of natural and cultural values; equal use of urban-social-cultural
infrastructure facilities by different social groups and the making of
sustainability-oriented development strategies and policies are among the key
research areas that the new management plan should address. It is equally
important for the plan to determine the risks and elaborate the measures to
protect the historical environment and to transfer it to future generations to
ensure its continuity.
This study offers a
spatial basis from an urban planning perspective for a comprehensive management
plan that was aforementioned. It identifies the assets that potentially have
touristic values and presents a spatial analysis of natural and cultural assets
in relation to Lake Van and its vicinity. Until today, the natural, historical
and cultural assets that are potential touristic attractions were not used
effectively due to the negative image of the region and the low socio-economic
development index. However; the development of the tourism sector in Lake Van
and its vicinity can help the elimination of migration, unemployment,
infrastructure, interregional inequality, etc., and contribute to the economic
development of the region. All efforts to be undertaken for the development of
tourism in the region should prioritize the sustainability of natural and
cultural values from a strategic planning approach that proceeds from upper
scale to lower scale.