yüzüncü yıl üniversitesi ilahiyat fakültesi dergisi, cilt.8, sa.12, ss.101-117, 2020 (Hakemli Dergi)
İnsanlığın kurtuluşu olan İslâm’ın temsilcileri olan peygamberler aracılığıyla gerçekleştirdiği ilâhî davet, hükme uygun
olarak kavimlerinin bireylerini her zaman tefekküre yönlendirme, insanları aklını kullanan bireyler olarak inanmaya
sevk etme şeklinde şeklinde seyir izlemiştir. Özellikle Hz. Muhammed’in (s.a.v.) uyguladığı; kişinin eğitim seviyesi,
psikolojisi ve anlama ufkunu dikkate alarak dil ve üslûplarında olgunluk içerindeki davet yöntemini sûfîler de şîar
edinerek İslâm’ın dünyanın dört bir yanına ulaşmasına katkılarda bulunmuşlardır. Özellikle sonraki dönemlerde
müesseseleşen tarikatlar kanalıyla tasavvuf ehli, Hakk’ı ve halkı sevme, Rikkatli olma, halk için çalışma, Hakk’a bağlı
ve sadık olma, İmanın bütün hakikatlerine vakıf olma ve Allah’a bütün mevcudiyeti ile teslim olma bilinciyle davetlerini
tatbik etmişlerdir. Sûfîlerin “neyi ne ölçüde ve hangi yöntemle davet etmek gerekir?” sorusuna Kur’ân-ı Kerîm ve Hz.
Peygamber’in (s.a.v.) metodlarına binâen cevaplarını ve etkilerini aktarmak önem arz etmektedir.
Anahtar Kelimeler: Kur’ân, Hz. Peygamber, Davet, Sûfî, Tarîkat.5