Dicle Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, cilt.15, sa.30, ss.774-797, 2025 (TRDizin)
Yirmi
yılı aşkın süredir esnek çalışma modelleri, bireylere ne zaman ve nerede
çalışacakları konusunda daha fazla kontrol tanıyarak iş-yaşam dengesini
destekleyen önemli araçlar arasında yer almaktadır. Ancak bu denge, özellikle
dijitalleşme ile birlikte hız kazanan uzaktan çalışma uygulamalarıyla daha
karmaşık hâle gelmiştir. COVID-19 pandemisi sonrasında kalıcı hale gelen
uzaktan ve esnek çalışma modelleri, işin mekânsal sınırlarını ortadan
kaldırırken, çalışanlar üzerinde artan bir iş yükü ve sürekli çevrim içi olma
baskısı yaratmıştır. Esneklik paradoksu olarak adlandırılan bu durum, iş-yaşam
sınırlarının bulanıklaşmasına ve iş-yaşam çatışmasının yoğunlaşmasına zemin
hazırlamaktadır. Bu çalışma, COVID-19 pandemisi sürecinde uzaktan çalışmaya
yönlendirilen TRB2 bölgesindeki öğretmenler özelinde demografik, mesleki ve
çevresel faktörlerin iş-yaşam çatışması üzerindeki etkilerini incelemektedir. Lojistik
regresyon analizi sonuçları, yaş, medeni durum, iş tecrübesi, sektör, maaş, evdeki
fiziksel çalışma koşulları ve uzaktan çalışma yükünün iş-yaşam çatışması
üzerinde etkili olduğunu göstermiştir. Buna göre TRB2 bölgesindeki
öğretmenlerin iş-yaşam çatışmasını azaltmaya yönelik politika önerilerinin demografik,
mesleki ve çevresel faktörler çerçevesinde oluşturulması gerektiği kanısına
ulaşılmıştır.
For more than
two decades, flexible working models have been an important tool to support
work-life balance by giving individuals more control over when and where they
work. However, this balance has become more complex, especially with remote
working practices that have gained momentum with digitalization. Remote and
flexible working models, which have become permanent in the aftermath of the
COVID-19 pandemic, have eliminated the spatial boundaries of work, while
creating an increased workload and pressure on employees to be constantly
online. This so-called flexibility paradox paves the way for blurring work-life
boundaries and intensifying work-life conflict. This study examines the effects
of demographic, occupational and environmental factors on work-life conflict
for teachers in TRB2 region who were directed to remote work during the
COVID-19 pandemic. The results of logistic regression analysis showed that age,
marital status, work experience, sector, salary, physical working conditions at
home, and telecommuting load were effective on work-life conflict. Accordingly,
it is concluded that policy recommendations to reduce work-life conflict of
teachers in TRB2 region should be formulated within the framework of
demographic, occupational and environmental factors.