Anne Baba Tutumları ve Karar Verme Stilleri İlişkisinde Öğrenilmiş Güçlülüğün Aracı Rolü: Bir Karma Yöntem Araştırması


MUTLU Ş., KAYA Z.

Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, cilt.23, sa.3, ss.1160-1182, 2023 (Hakemli Dergi) identifier

Özet

: Bu araştırmada, üniversite öğrencilerinin algıladıkları anne baba tutumları, karar verme stilleri ve öğrenilmiş güçlülük düzeyleri arasındaki ilişkilerin incelenmesi amaçlanmıştır. Karma yöntem araştırma modellerinden açımlayıcı sıralı desene göre gerçekleştirilen bu çalışmanın nicel verileri, Anne Baba Tutum Ölçeği, Melbourne Karar Verme Stilleri Ölçeği ve Rosenbaum Öğrenilmiş Güçlülük Ölçeği aracılığıyla toplanmıştır. Araştırmanın nitel verileri ise araştırmacı tarafından hazırlanan Yarı Yapılandırılmış Görüşme Formu ile elde edilmiştir. Çalışmanın nicel verileri seçkisiz olmayan örnekleme yöntemlerinden uygun örnekleme yolu ile 534 üniversite öğrencisinden, nitel verileri de bu öğrenciler arasından amaçlı örnekleme yöntemlerinden ölçüt örnekleme ile seçilen 12 öğrenciden toplanmıştır. Nicel verilerin analizinde, betimsel analiz, açımlayıcı ve doğrulayıcı faktör analizleri, korelasyon analizi, güvenirlik analizi ve SPSS tabanlı PROCESS makro analizi kullanılmış, nitel verilerin analizinde ise içerik analizi kullanılmıştır. Elde edilen nicel bulgulara göre değişkenler arasında kısmen anlamlı ilişkiler olduğu ve anne baba tutumlarının hem doğrudan hem de öğrenilmiş güçlülük aracılığı ile karar verme özsaygısı ile karar verme stillerini yordadığı belirlenmiştir. Araştırmanın nitel bulguları, öğrencilerin karar verirken gerçekçi, mantıklı, anlık, kararsız ve bağımlı gibi yollar izledikleri ve bu yolların şekillenmesinde ise çocukluk deneyimleri, kişilik özellikleri, diğer insanların düşünceleri ve başkalarının deneyimlerinin etkili olduğunu ortaya koymuştur. Ayrıca katılımcıların karar vermede izledikleri yolların; plansızlık, pişmanlık ve tatminsizlik gibi yaşamlarını etkileyen hatalı bazı sonuçlar ortaya koyduğu belirlenmiştir. Araştırma neticesinde nitel bulguların, nicel bulgular ile paralellik gösterdiği ve nicel bulguları anlamlı hale getirdiği sonucuna ulaşılmıştır.
In this study, it was aimed to examine the relationships between university students' perceived parenting attitudes, decision-making styles and learned resourcefulness levels. The quantitative data of this study, which was carried out according to the exploratory sequential design, one of the mixed methods research models, were collected through the Parent Attitude Scale, the Melbourne Decision-Making Style Scale, and the Rosenbaum Learned Resourcefulness Scale. The qualitative data of the research were obtained with the Semi-Structured Interview Form prepared by the researcher. The quantitative data of the study were collected from 534 university students by convenient sampling, which is one of the non-random sampling methods, and the qualitative data were collected from 12 students selected from among these students by criterion sampling, one of the purposeful sampling methods. In the analysis of quantitative data, descriptive analysis, exploratory and confirmatory factor analysis, correlation analysis, reliability analysis and SPSS-based PROCESS macro analysis were used, while content analysis was used in the analysis of qualitative data. According to the quantitative findings obtained, it was determined that there were partially significant relationships between the variables and that parental attitudes predicted decision-making self-esteem and decision-making styles both directly and through learned resourcefulness. The qualitative findings of the study revealed that the students followed realistic, logical, instantaneous, indecisive and dependent paths while making decisions, and that their childhood experiences, personality traits, thoughts of other people, and experiences of others were effective in shaping these paths. In addition, the paths followed by the participants in decision making; It has been determined that some erroneous results that affect their lives such as planlessness, regret and dissatisfaction have been revealed. As a result of the research, it was concluded that the qualitative findings are in parallel with the quantitative findings and make the quantitative findings meaningful.