10. ULUSLARARASI TARIM, HAYVANCILIK ve KIRSAL KALKINMA KONGRESİ, Sivas, Türkiye, 18 - 19 Temmuz 2022, cilt.10, sa.1, (Tam Metin Bildiri)
Günümüzde endüstriyel, tarımsal faaliyetler ve insani fosil yakıtların
kullanımına paralel olarak atmosferde miktarı ve yoğunluğu artan sera gazları
etkisiyle iklim üzerinde çeşitli değişiklikler meydana gelmektedir. Bu
değişiklikler çölleşme, kuraklık, su baskını, sel, kasırga, hortum, fırtına vb.
meteorolojik olayların artışı ile kendini göstermektedir. Bu durum
sosyo-ekonomik hayatı olumsuz yönde etkileyecektir. Artan gıda talepleri ve
girdiler ekonomik krizlerin artmasına neden olacaktır. Dünya nüfusunun büyük bir
kısmı tarıma veya tarıma dayalı sektörlerde geçimini sağladığı bilinmektedir.
Küresel iklim değişikliğinin bu etkileri devam ettikçe tarım sektöründe çok zor
günlerin beklediği görülmektedir. Küresel ısınmanın en fazla neden olduğu en
ölümcül problem kuşkusuz abiyotik
stres faktörü olan kuraklıktır. Bu sonuç kurak ve yarı kurak olan Türkiye
tarımına doğrudan etki etmektedir. Kuraklık bitkilerde su noksanlığı ve
kurumaya bağlı olarak verim ve kalitede önemli kayıplara sebep olur. Su
sıkıntısı çeken bitkilerde fizyolojik ve biyokimyasal bazı değişimler meydana
gelir. Kuraklığın bir diğer olumsuz
etkisi ise tuzluluğun artırmasıdır. Sıcaklıklar artıkça bitki daha çok suya
ihtiyaç duyacaktır. Bu ihtiyacı karşılamak için bitkilere verilen su, tuz
muhtevasının artmasının bir nedenirdir. Toprakta biriken tuzlar, toprakta su
bulunmasına rağmen bitkinin o sudan faydalanamamasına neden olacaktır. Tarımsal
üretim açısından bitkilerin ihtiyacı olan su karşılanmadığında bitkiler strese
girerek verim ve kalite kayıpları ortaya çıkacaktır. Küresel ısınma karşısında
gıda arzını ve güvenliğini sağlayarak oluşacak kayıpları en aza indirecek
tedbirlerin ivedi bir şekilde alınması gerekmektedir. Dünyanın ve insanlığın geleceğinin
bu önlemlere bağlı olduğu konusunda mutlak bir farkındalığın oluşturulması
ortak çabamız olmalıdır.