Tarihî ve Kültürel Yönleriyle BİTLİS, Mehmet İNBAŞI,Mehmet DEMİRTAŞ, Editör, Bitlis Eren Üniversitesi Yayınları, Ankara, ss.195-208, 2019
İslam âlemince mukaddes beldeler olarak bilinen Mekke ve Medine için Haremeyn[1] ifadesi kullanılmaktadır.
Osmanlı Devleti Haremeyn’e büyük önem vermiştir. Anadolu’nun pek çok yerinde ve
Rumeli’nde Haremeyn adına vakıflar kurulmuş olup gelirleri oraya tahsis edilmiştir.[2] Her yıl tashih
edilen vakfı gelirleri, Surre Alayları[3] ile Haremeyn’e gönderilirdi. Özellikle Osmanlı Devleti Haremeyn’e diğer hiç bir devletin göstermediği özel bir önem vermiştir. Oraya karşı olan alaka ve sevgisini,
Çelebi Mehmed’ten itibaren rastgele zamanlarda, Yavuz Sultan Selim’den itibaren de düzenli
bir şekilde gönderdiği Surre alaylarıyla şeriflere, seyitlere, Haremeyn ahalisine ve fukarasına yüklü
miktarlarda hediyeler ve paralar göndererek göstermiştir. Bununla beraber Anadolu’nun pek çok
yerde, geliri Haremeyn’e verilmek üzere vakıflar kurulmuştur. Bu vakıflara Anadolu ve Rumeli’nin
hemen her eyaleti, sancağı ya da kazasında rastlamak mümkündür.