KARADENIZ 9th INTERNATIONAL CONFERENCE ON SOCIAL SCIENCES, Artvin, Türkiye, 25 - 26 Haziran 2022, ss.21-22
GELİBOLULU
ÂLÎ’YE GÖRE XVI. YÜZYIL İSTANBUL’UNDA KAHVEHANELER, MEYHANELER VE BOZAHANELER
Doç. Dr. Recep DEMİR
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Edebiyat Fakültesi
Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü
ORCİD: 0000-0001-6625-8299
Tel: 05426439885
ÖZET
Gelibolulu Âlî
(1541-1600) klasik Türk edebiyatının en fazla eser veren simalarındandır. Manzum
ve mensur olarak kaleme aldığı eserleri, edebî nitelikleriyle olduğu kadar Osmanlı
kültürü ve tarihi hakkında kaynak metinler olarak da dikkat çekmektedir. Medrese
tahsilinden sonra bürokraside aldığı görevler sayesinde Osmanlı coğrafyasının
farklı bölgelerinde bulunma fırsatı yakalayan Âlî, devlet yönetimi ve toplum
hayatı hakkında önemli bir birikim kazanmıştır. Onun toplum hayatına ait
tecrübelerini aktardığı eserlerinden biri de Mevâ‘idü’n-Nefâis
fî-Kavâ‘idi’l-Mecâlis’tir. En geniş ifadeyle görgü kuralları hakkında
yazılmış olan ve 104 başlıktan oluşan bu eser, XVI. yüzyıl toplum hayatına dair
gözlemler yansıtmaktadır. İlk bölümlerinde saray, enderun ve harem gibi
mekânlar ve buralarda görevli kişilerin nasıl davranması gerektiği konusunu
işleyen yazar, ilerleyen bölümlerde neredeyse her meslek erbabının ideal
niteliklerini anlatmıştır. Âlî, eserinin bütününde toplum hayatında hoş
görülmeyen hatta yasak ve günah sayılan eylem ve davranışları eleştirerek bunun
yerine dinî ve ahlakî kurallara uygun davranışları önermektedir. Yolculuk,
eğlence meclisleri, davetler, ibadethaneler, alışveriş, avlanma gibi toplumsal
hayatın cereyan ettiği neredeyse her durum ve mekânda nasıl davranılması
gerektiğini örneklerle ifade etmektedir. İstanbul’daki kahvehaneler, meyhaneler
ve bozahaneler de şehir hayatının canlı olduğu mekânlardandır. Gelibolulu Âlî,
bu mekânların ve buralara devam eden insanların niteliklerine dair gözlemlerini
yargılayıcı bir üslupla anlatır. İstanbul’da 960/1552-3 yılından itibaren
kahvehanelerin ortaya çıktığını belirten yazar, buralara dervişler, garipler,
işsiz güçsüz sefihler ve pek sık olmasa da dindar kimseler olmak üzere dört
grup insanın devam ettiği tespitinde bulunur. Meyhaneler, kadın ve erkeklerden
sevgili tutan genç tabiatlı kimseler ile ömrünü gece gündüz şarap içmekle
geçiren ayyaşların mekânıdır. Bozahaneler ise Tatarların ve çeşitli zümrelerden
rezil kimselerin gittiği mekânlardır. Zarif kimselerin bozahaneye gitmediğini
belirten Âlî, bozanın evde içilmesini uygun görmektedir.
Anahtar
Kelimeler: Gelibolulu Âlî,
XVI. yüzyıl, sosyal mekânlar
COFFEE HOUSES, TAVERNS, AND BOZA HOUSES IN THE XVI. CENTURY ISTANBUL ACCORDING TO ALİ OF GALLIPOLI
Assoc. Dr.
Recep DEMİR
Van Yüzüncü
Yıl University Faculty of Letters
Department
of Turkish Language and Literature
ORCİD: 0000-0001-6625-8299
Tel: 05426439885
ABSTRACT
Âlî of Gallipoli (1541-1600) is one of the figures who
wrote the most works in classical Turkish literature. His works, which he wrote
in verse and prose, draw attention as source texts about Ottoman culture and
history as well as their literary qualities. Âlî, who had the opportunity to be
in different parts of the Ottoman geography thanks to his duties in the
bureaucracy after his madrasa education, gained significant knowledge about
state administration and social life. One of his works in which he conveyed his
experiences of social life is Mevâ‘idü’n-Nefâis
fî-Kavâ’idi’l-Mecalis. This work, written about etiquette in the broadest
sense and consisting of 104 titles, reflects the social life observations of
XVI. century. The author, who deals with places such as palaces, enderun, and
harems in the first chapters and how the people in charge should behave, has explained
the ideal qualities of almost every professional in the following chapters. In
the whole of his work, by criticizing the actions and behaviors that are not
tolerated or even considered forbidden and sinful in social life, he alternatively
proposes behaviors in accordance with religious and moral rules. He expresses
with examples how to behave in almost every situation and place where social
life takes place, such as travel, entertainment gatherings, invitations, places
of worship, shopping, and hunting. Coffeehouses, taverns and bozahanes in
Istanbul are also places where city life is lively. Âlî of Gallipoli describes
his observations on the qualities of these places and the people who go there
in a criticizing manner. Stating that coffeehouses have emerged in Istanbul
since 960/1552-3, the author finds that four groups of people, including dervishes,
strangers, unemployed and dissolute people, and religious people, although not
very often, continue to be there. The taverns are the places of young people
who take lovers from men and women, and drunkards who spend their lives
drinking wine day and night. Bozahanes, on the other hand, are places where
Tatars and disgraced people from various groups go. Stating that elegant people
do not go to bozahane, Âlî considers that it is appropriate to drink boza at
home.
Keywords: Âlî of Gallipoli, XVI. century, social spaces