The concept of the subaltern refers, in essence, to people, groups, or classes whose opportunities for or access to social mobility are blocked. Whether on local and regional or national and global scales, the identity attributed to the subaltern and the forms of consciousness accompanying that identity are usually produced within a purposeful discourse strategy and through specific language. News text and images make up important dimensions of that language. The language in question not only stigmatizes the subaltern by confining it to certain stereotypes, but also performs a limiting function by not giving the subaltern’s identity and language the right to be sufficiently visible and circulating. In this context, this study aims to examine the ways in which the identity and truth of the Palestinian subaltern are reflected and framed in news narratives within the framework of Edward Said’s concept of “permission to narrate,” based on the assumption that the ways in which the subaltern identity and language are reflected in international news narratives serve a function that perpetuates victimization. In other words, the aim of this study is to establish the connection of two opposite trends of framing news with the political and historical propositions encompassed by the concept of “permission to narrate.” For this purpose, we demonstrate how two international news channels that oppose each other in terms of broadcasting policy, namely the television channels of FOX News and Al Jazeera, encode the identity and truth of the Palestinian subaltern in different ways and establish different frames in the minds of their audiences for understanding and interpretating this identity. In this study, which seeks to draw a comparison between these types of news framing, Norman Fairclough’s discourse analysis method is used in the analysis of selected news content. As a result of the study, it was found that the identity construction process and the emphasis of the “other”, which are the products of a deep ideological separation in both news narrative fiction and discourse, are brought to the fore.
Madun (subaltern) kavramı, özünde toplumsal hareketlilik noktalarına temas etme olanakları veya erişimleri engellenmiş kişi, grup veya sınıfları ifade eder. İster yerel ve bölgesel, isterse ulusal ve küresel ölçekte olsun, maduna atfedilen kimlik ve bu kimliğe eşlik eden bilinç formları genellikle amaçlı bir söylem stratejisi içinde ve dil aracılığıyla üretilir. Haber metni ve görselleri de bu dilin önemli bir boyutunu oluşturur. Söz konusu dil, madunu yalnızca belli stereotipler içine hapsederek damgalamakla kalmaz, aynı zamanda madun kimliği ve diline yeterince görünür olma ve dolaşım hakkı tanımayarak da sınırlayıcı bir işlev görür. Çalışma bu çerçevede, madun kimliği ve dilinin uluslararası haber anlatılarına yansıma biçimlerinin mağduriyeti ebedileştiren bir işlev gördüğü varsayımından hareketle, Edward Said’in “anlatma izni” kavramı odağında Filistinli madun kimliği ve gerçeğinin haber anlatılarına yansıma ve çerçevelenme biçimlerini irdelemeyi amaçlamaktadır. Bir başka deyişle, çalışmada birbirine karşıt iki haber çerçeveleme eğiliminin “anlatma izni” kavramının içerdiği siyasal ve tarihsel önermeyle bağını kurmak hedeflenmektedir. Bu amaçla, yayın politikası bakımından birbirine karşıt iki uluslararası haber kanalı olan FOX News ve El Cezire televizyonlarının Filistinli madun kimliği ve gerçeğini farklı biçimlerde kodlayarak, izler-kitlenin zihninde söz konusu kimliğe ilişkin farklı anlamlandırma ve yorumlama çerçeveleri kurduğunu iddia ediyoruz. Her iki haber çerçeveleme türü arasında bir karşılaştırma yapmayı amaçlayan çalışmada, seçilen haber içeriklerinin analizinde Norman Fairclough’un söylem çözümlemesi yönteminden yararlanılmıştır. Çalışmada sonuç olarak, her ne kadar birbirine zıt gibi görünse de, her iki haber anlatı kurgusu ve söyleminde de, derin bir ideolojik tutulmanın getirdiği kimlik yapılandırma amaçlı “öteki” vurgusunun ön plana çıkarıldığı bulgulanmıştır.