Akademik Tarih ve Düşünce Dergisi, cilt.8, sa.3, ss.1260-1292, 2021 (Hakemli Dergi)
Medine’nin İslâm âlemi için ayrı bir önemi vardır. İslâm’ın zuhurundan beri kurulan İslâm devletleri tarafından bu hassasiyet gözetilmiştir. Medine Hz. Peygamberin hicret ettiği yer, İslâm’ın dünyaya yayıldığı merkez, Mescid-i Nebevî’nin ve Hz. Peygamberin kabrinin bulunduğu şehirdir. Hicaz bölgesi 1517’de Osmanlı hâkimiyetine girmiştir. Bu tarihten itibaren Osmanlı padişahı aynı zamanda İslam âleminin halifesi de sayılmıştır. Böylece kutsal toraklara hizmet etme şerefi artık Türklere geçmişti. Türkler Harameyn’e hizmeti bir ibadet şuuru ile yapmışlardır. Osmanlı Devleti hâkimiyeti altına giren yerlerde adaleti sağlamak ve hukuk kurallarını işletmek adına bir kadının atanması genel kurallar arasında sayılır. 1517 tarihinden itibaren, Medine’de Osmanlı kadılarının varlığı görülmektedir. Söz konusu makale, Fâiz bin Musa el-Berdânî el-Harbî’nin 2001 yılında ed-Dâre adlı dergide yayınladığı makalenin tercümesidir. Bu tercümeyi yapmakla amacımız, Türk ilim âleminin dikkatini Medine’de bulunan Osmanlı dönemi şer‘iyye sicillerine dikkati çekmektir. Sicillerde kullanılan literatüre sadık kalmaya çalışılmıştır. Yazarın vermiş olduğu birtakım bilgiler metin içinde açıklanmıştır. Yazar, üçüncü bölümde Medine Şer‘iyye sicillerinden çıkarılan yüz on kadının ismini zikretmiştir. Ancak, kadıların isminin geçtiği yerlerde övücü ifadelerde aşırıya gidildiğinden zaman zaman eleştirmiştir. Tekrara kaçan bu bilgiler kullanılmamış, bunun yerine söz konusu kadının atama tarihini, adının geçtiği sicilin adresi ve özel bir durumu varsa onlar tablo halinde verilmiştir.