Marmara Türkiyat Araştırmaları Dergisi, vol.9, pp.289-304, 2022 (Peer-Reviewed Journal)
Sâmânîlerin (874-1005) tarih sahnesinden çekilmesi ile birlikte bu devletin hâkimiyetinde bulunan
Mâverâünnehir ve Horasan topraklarının paylaşılması meselesi Gazneliler ile Türk Hakanlığı’nı karşı
karşıya getirdi. Gazneliler, Sebüktegin döneminden başlamak üzere Sultan Mahmud’un ilk iktidar yıllarına
kadar Sâmânîlerin toprak bütünlüğünden yana bir siyaset takip etti. Buna karşın Türk Hakanlığı’nın
batı siyasetindeki yegâne amacı Sâmânîleri yok etmek ve onlardan boşalan topraklar üzerinde tam bir
hâkimiyet sağlamak idi. Nihayetinde Batı Türk Hakanlığı sorumlusu İlig Nasr’ın 999 yılında Bûhârâ’ya girip
Sâmânî hükümdarı II. Abdülmelik b. Nûh ve diğer hanedan üyelerini tutsak etmesi ile Sâmânîler Devleti
tarih sahnesinden çekilmiş oldu. Bu arada X. yüzyılın ikinci yarısında Oğuz Yabgu Devleti’nden kopan
bir kitle Selçuk Bey önderliğinde Cend şehrine gelip yerleşti. Kısa süre içerisinde İslâm dinini kabul eden
bu Oğuz Türkleri çok geçmeden yerleştikleri bölgede dâhili hadiselere de karıştı. Arslan Yabgu b. Selçuk
Türk Hakanlığı’nın saldırıları karşısında babasının emri ile Sâmânîlerin tarafında yer aldı ve bir dereceye
kadar önemli başarılar elde etti. Selçuklu-Sâmânî ilişkilerinin başlangıcı Buğra Han Harun’un 992 yılında
Buhârâ şehrini ele geçirmesi ile başlamaktadır. Selçuklular, Türk Hakanlığı’nın Buhârâ’yı ilk işgallerinin
püskürtülmesinde önemli rol oynadı. Ancak ilişkilerin yoğun olarak yaşandığı dönem Türk Hakanlığı
zindanlarından kaçmayı başaran son Sâmânî hükümdarı Ebû İbrahim İsmail el-Muntasır’ın kısa süreli
iktidar yıllarına tesadüf etmekteydi. Selçuklular kendi politikalarına uygun bir şekilde Sâmânîlere askeri
destek sağladılar ve bu durum İsmail el-Muntasır’ın vefatına kadar devam etti. Bu çalışmada 992-1005 yılları
arasında gerçekleşen Sâmânî-Selçuklu ilişkileri ele alınmıştır.