5. Uluslararası Siirt Bilimsel Araştırmalar Kongresi, Siirt, Türkiye, 28 - 30 Kasım 2025, ss.163-164, (Özet Bildiri)
Erken
Cumhuriyet Dönemi’nde kadınların kamusal yaşamdaki görünürlüğü, modernleşme
ideolojisinin temel göstergelerinden biri olarak değerlendirilmiştir.
Cumhuriyet yönetimi, ulusal kimliği yeniden inşa ederken kadın figürünü
toplumsal dönüşümün merkezine yerleştirmiş; kadınların eğitim, siyaset ve
çalışma hayatındaki varlığını çağdaşlaşmanın somut bir kanıtı olarak sunmuştur.
Bu bağlamda kadınların havacılık gibi teknik ve geleneksel olarak “erkek işi” sayılan
alanlarda yer almaya başlaması, dönemin ideolojik yöneliminin en çarpıcı
örneklerinden biri olarak öne çıkar.
Kadın
pilotlar hem modernleşmenin hem de ulusal ilerleme idealinin sembolü olarak
temsil edilmiştir. Dönemin, basın organlarında yer alan haber ve fotoğraflar
incelendiğinde, kadın pilot figürünün modernlik ve milliyetçilik söylemleriyle
iç içe kurgulandığı görülmektedir. Bu temsillerde kadınlar, teknik yeterlilik
ve cesaretleriyle kamusal alanda güçlü bir özne olarak sunulurken; aynı zamanda
zarafet, ölçülülük ve uyum gibi niteliklerle çerçevelenerek “makbul modern
kadın” idealine uygun biçimde konumlandırılmıştır.
Özellikle Sabiha Gökçen’in temsili bu bağlamda
dikkat çekicidir. Askerî üniforma ile zarif bir duruşun aynı karede buluştuğu
görseller, kadının hem güçlü hem de devletin modernlik anlayışıyla uyumlu bir
figür olarak inşa edildiğini göstermektedir. Buna karşılık sivil pilotluk ve paraşütçülük
alanlarında yer alan Bedriye Tahir Gökmen, Yıldız Eruçman ve Edibe Subaşı gibi
isimler basında yer almakla birlikte, süreklilik ve temsil gücü bakımından
Gökçen’in gerisinde kalmışlardır. Bu temsil farklılığı, dönemin ideolojik
yönelimlerinin merkezileştirici ve seçici niteliğine işaret eder.
Gökçen’in
basında sıkça “Atatürk’ün kızı” şeklinde anılması ise kadın başarısının
bireysel öznellikten ziyade Cumhuriyet’in modernleşme idealinin bir yansıması
olarak sunulduğunu ortaya koymaktadır. Fotoğraf ve haberlerdeki duruş, bakış ve
sahneleme düzeni, kadının hem ilerlemenin simgesi hem de ulusal ideolojinin
taşıyıcısı olarak kodlandığını gösterir.
Sonuç olarak, Cumhuriyet’in
ilk kadın pilotlarının basındaki temsili, erken Cumhuriyet Türkiye’sinde modernlik,
kadınlık ve yurttaşlık kavramlarının nasıl iç içe geçtiğini belirgin biçimde
ortaya koymaktadır. Kadın figürü ulusun modern yüzü olarak yüceltilmiş; ancak
bu yüceltme, ideolojik olarak sınırları belirlenmiş bir çerçeve içinde
gerçekleşmiştir. Bu çalışmada, erken Cumhuriyet basınında görsel kültürün
toplumsal cinsiyet anlayışını nasıl şekillendirdiği ve modern kadın kimliğini
hangi temsil stratejileri üzerinden inşa ettiği irdelenmektedir.