Siirt Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, cilt.7, sa.1, ss.53-72, 2020 (Hakemli Dergi)
İrsâl terimi, hadîs ıstılahında tâbiûn neslinden olan birinin sahabeyi atlayarak
doğrudan Hz. Peygamber’den hadîs rivâyet etmesidir. Usûl âlimleri ile bazı
fıkıhçıların kullanımına göre ise irsâl, hadîsi senedinde yer alan bir veya birkaç râviyi düşürerek rivâyet etmektir. Bu durumda irsâl yaparak hadîs rivâyet
eden râviye mürsil; bu şekilde irsâl eyleminde bulunan râvinin rivâyet ettiği
hadîse de mürsel hadîs denilmiştir. Tedlîs ise hadîs ıstılahında herhangi bir
râvinin görüşmediği veya görüştüğü halde kendisinden hadîs dinlemediği
hocasından işittiği vehmini uyandıracak şekilde rivâyette bulunmasıdır. Buradan hareketle bir râvinin naklettiği hadîsin isnadında muhatabı aldatarak
görüşmediği veya görüştüğü halde hadîs rivâyet etmediği hocasından işittiği zannını uyandıracak biçimde rivâyet ettiği hadîse müdelles hadîs denilmiştir. Mürsil ve müdellis râvinin irsâl ve tedlîs yaparak naklettiği hadîsin hükmü değeri konusunda âlimler muhtelif görüşler ileri sürmüşlerdir. Ancak
genel olarak bu türden olan rivâyetler, zayıf hadîs kategorisinde değerlendirilmiştir. Mürsel ve müdelles hadîs, aynı zamanda hadîs usûlünün önemli
konularından biridir ve hadîs tarihinde bu konuyla ilgili pek çok muhaddis
âlim önemli malumatlar kaydetmiştir. Bu muhaddislerden birisi de İbnü’lMibred el-Makdisî’dir (ö.909/1503). Bilhassa Hadîs ilimleri ve Hanbelî
fıkhında temayüz eden İbnü’l-Mibred, dört yüzün üzerinde eser kaleme almıştır. Bu çalışmada çeşitli eserlerinden hareketle İbnü’l-Mibred’in mürsel
ve müdelles rivâyetlerle ilgili yaklaşımı incelenecektir.