BEÜ İlahiyat Fakültesi Dergisi, cilt.7, sa.2, ss.325-338, 2020 (Hakemli Dergi)
Okuma esnasında nefesi ve sesi tamamen
kesmek şeklinde tanımlanan vakf, anlamın tamamlanıp tamamlanmadığı durumlarına
bağlı olarak vakf-ı tâm, vakf-ı hasen ve vakf-ı kabîh gibi kısımlara ayrılmaktadır.
Başlamak anlamındaki ibtidâ ise anlam bütünlüğüne uygun düşen yerlerden başlayarak
okumayı sürdürmek, olarak tarif edilmektedir. İfadelerdeki anlamları ortaya
çıkaran vakf ve ibtidâ konusu, hem Arap dili hem de kırâat ve tefsir için
önemli bir konudur. Süddî
es-Sağîr kanalıyla İbn Abbas’tan
nakledilen bir rivâyete göre o, Hz. Musa’nın kıssası bağlamında Firavun ve
eşinden söz eden Kasas sûresi 9.
âyette geçen لَاedatı üzerinde durup تَقْتُلُوهُ fiili ile ibtidâ etmiştir. Bu durumda âyetin anlamı
şöyle olur: “O, benim için göz aydınlığı olabilir. Senin için asla.” Ancak
bunun Arap diline uygun olmayıp âyetin yanlış anlaşılmasına yol açtığı için Ferrâ,
Ebû Muâz en-Nahvî ve Nehhâs gibi tefsir âlimlerinin yanı sıra kırâat âlimleri
tarafından da eleştirilmiştir. Ebû Osman ‘Amr b. Bahr el-Câhız, hocası İbrâhim
en-Nazzâm’dan naklettiğine göre bazıları, İnsân sûresi 18. âyette geçen adlandırılır anlamındaki تُسَمّٰى fiili
üzerine vakfedip, “Ey Muhammed, o
kaynağa bir yol ara!” anlamında olduğu söylenen سَلْسَبِيلًا lafzı ile ibtidâ ettiklerini bildirmiştir. Bu
çalışmada vakf ve ibtidânın terim anlamlarına kısaca değinildikten sonra ilgili
âyetlerdeki kelimelerde durmanın âyetlerin anlamına etkisi ve sözü edilen vakf-ibtidânın
Arap diline uygun olup olmadığı meselesi incelenecektir.
Waqf, defined cutting off breath and
voice completely during reading, is divided into three parts as waqf-i tam
(complete waqf), waqf-i hasan (good waqf) and waqf-i qabīḥ (bad waqf) depending on whether the meaning is
completed or not. On the other hand, ibtidā, with the meaning of start, is
defined as continuing to read starting from the places where it is appropriate
for integrity of meaning. It is stated that the issue of waqf and ibtidā that
reveal the meaning of statements is important for both Arabic, recitation and
tafsir. According to hadiths narrated by Ibn Abbas (d. 68/687-88) via Suddī al-Ṣaġīr, he stopped on the preposition لَا in al-Qasas 28: 9, which mentions about
Pharaoh and his wife within the context of Prophet Moses, and started with the
verb تَقْتُلُوهُ. In this case, the meaning of the verse is as follows: “He may
be a joy of eye for me. For you never.” Nevertheless, since this is not
compatible with Arabic and leads to misunderstanding of the verse, the case is
criticized by the tafsīr scholars such as Farrā (d. 207/822), Abū Mu‘āẕ al-Naḥwī (d.
211/826) and Naḥḥās (d.
338/950) besides recitation scholars. According to narration by Osman ‘Amr b.
Baḥr al-Jaḥiẓ (d.
255/869) from his teacher Ibrāhīm al-Naẓẓām (d.
231/845), it is stated that some scholars stopped on the verb with the meaning
of named, تُسَمّٰى , in al-Insān 76: 18, and they started with the word سَلْسَبِيلًا, which is
recited as “O Mohammad! Look for a way to that fountain called salsabīl!”. In
this study, after the lexical and terminological meaning of waqf and ibtidā is
explained briefly, it will be investigated whether the waqfs in abovementioned
verses have any effects on the meaning of the verses and also whether waqf and
ibtidā are appropriate for Arabic.