Türk ve İngiliz Edebiyatında Göç Yansımaları: Fakir Baykurt’un Duisburg Üçlemesi, Sevinç Çokum’un Çırpıntılar, Andrea Levy’nin Small Island ve Zadie Smith’in White Teeth Romanlarında Kimlik Arayışı, Aidiyet ve Ötekilik


Creative Commons License

Edis Z., Güney B.

21. Yüzyılda Uluslararası Göç Konferansı - VI, İstanbul, Türkiye, 10 - 11 Ekim 2022, cilt.1, sa.64, ss.21-22

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Cilt numarası: 1
  • Basıldığı Şehir: İstanbul
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.21-22
  • Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Toplum; aynı coğrafyada yaşayan, çeşitli rolleri yerine getirerek birbirleri ile ilişkiler sürdürmek zorunda olduğu değerlendirilen, en küçük birimi aile olan bir oluşumdur. Toplum olabilmek için ortak ideal etrafında birleşmek, toplumda karşılaşılan zorluk ve güzellikleri paylaşmak ve birlikte olmaktan mutlu olmak bir gerekliliktir. Her toplum, kendi içine doğan yeni üyelerini yetiştirirken öğrettiği ortak ideallere sahiptir. Ancak insanlık tarihi boyunca çeşitli nedenlerle çeşitli büyüklükteki topluluklar yaşadıkları coğrafyayı terk ederek daha iyi şartların var olduğu yeni yaşam alanları aramaya başlamışlar ya da savaşlar sebebiyle yaşam alanlarını terk etmek zorunda kalmışlardır. Göç ettikleri ülkelerde sahip oldukları farklı din, dil, milliyet, hatta farklı renkte tenleri ile orada yaşamakta olan toplum fertleri ile sosyolojik, ekonomik, psikolojik ve politik sorunlar yaşamışlardır. Bu sorunlar, topluma entegre olamayan veya entegre olmaları engellenen bireyler için 'öteki' kavramının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu durum göçmenleri kimlik aramaya yöneltmiştir. İçine doğduğu toplumundan ayrılma sebebi ne olursa olsun, var olan somut ve soyut bağlar göçmenleri sarsmış ve kırık hayatlar yaşamaya mahkûm etmiştir. Yaşanan mücadele dolu yolun sonunda çok rahat şu soru sorulabilir; “Giden olmak mı yoksa geride kalmak mı zor?” Göç ve göçmenlik yüzyıllardır süregelen, toplumsal ve bireysel anlamda insanların hayatını derinden etkileyen, ekonomik, kültürel, sosyal ve politik sebep ve sonuçları olan kavramlardır. Buna göre; vatanlarını terk edenler, geride kalanlar ve göç almış topraklarda yaşayanlar da bu hareketten etkilenmektedir. II. Dünya Savaşı'ndan sonra değişen dünya düzeniyle birlikte yeni göç dalgaları ortaya çıkmış ve insanlar savaş sonrası krizin de neden olduğu arayışla daha iyi yaşam koşulları ve daha iyi bir gelecek umuduyla yurtlarını terk etmişlerdir. Bu dönemde İngiltere ve Almanya gibi ülkelere yoğun bir şekilde göç görülmüştür. Toplumsal bir olgu olan göç edebî eserlerde yazarlara ilham kaynağı olmuştur. Göçlerin nedenleri ve sonuçları, karakterlerin iç dünyalarındaki çalkantılar, yalnızlık, yabancılaşma ve öteki kavramı post modern dönemde yazılan göç romanlarının başlıca temaları olmuştur. 1950lerde ve sonrasında savaş sonrası değişen ekonomik ve sosyal düzende çareyi göç etmekte bulan roman karakterlerinin en önemli ortak noktası kimlik arayışı içinde olmaları ve ‘öteki’ olma hissidir. Çalışmamızda; Türk Edebiyatından göç edenleri eserlerine yansıtan Fakir Baykurt ve Sevim Çokum, İngiliz Edebiyatından savaş sonrası dönemde göç edenleri eserlerine konu eden Andrea Levy ve Zadie Smith incelenecektir. Son yıllarda dünya gündemine oturan, göç problemi üzerine çalışma yapanlar arasında olan bu dört yazarın eserlerindeki göçlerin neticeleri, benzerlikleri ve farklılıkları ele alınacak, ana karakterler analiz edilecek, karakterlerin iç dünyalarına ve yaşadıkları çelişkilere değinilecektir.

Society, the smallest unit of which is the family, is a formation that lives in the same geography, fulfills various roles, and is considered to have to maintain relations with each other. To be a society, it is necessary to unite around a common ideal, to share the difficulties and beauties encountered, and to be happy to be together. Every society has common ideals that it teaches while raising new members born into it. However, throughout the history of humanity, communities of various sizes left the geography they lived in and started to seek new living spaces with better conditions or had to leave their living spaces due to wars. Unfortunately; they hey have experienced sociological, economic, psychological, and political problems with the members of the society living there with their different religions, languages, nationalities, and even different colored skins in the countries they migrated to. These problems have led to the concept of 'other' for individuals who cannot integrate into society or are prevented from being integrated. This has led immigrants to seek identity.  Whatever the reason for leaving the society in which he was born, the existing concrete and abstract ties have dragged immigrants into trauma and condemned them to live broken lives. At the end of this struggle-filled road, the following question can be asked very easily; Is it hard to be an immigrant or to stay behind? Migration is a concept that has been going on for centuries, deeply affecting people's lives in social and individual terms, and has economic, cultural, social, and political causes and consequences. Accordingly, those who leave their homelands, those who left behind, and those living in lands that have received migration are also affected by this movement. After World War II, with the changing world order, new waves of migration emerged, and people left their homelands with the hope of better living conditions and a better future. In this period, immigration to countries such as England and Germany was seen intensively. These migrations have inspired writers in literary works. Causes and consequences of migrations, the turmoil of the characters in their inner world, loneliness, alienation, and otherness are among the themes of migration novels written in the postmodern period. The most important common point of the novel characters, who find the solution to migrate in the changing economic and social order after the war in the 1950s, is the search for identity, a sense of belonging, and otherness. Fakir Baykurt and Sevim Çokum from Turkish Literature and Andrea Levy and Zadie Smith from English Literature are among the writers who reflect on the post-war migrations and their effects in their novels. In this study, the migration-themed works and main characters of the aforementioned authors will be analyzed, and the inner worlds and contradictions of the characters will be mentioned.