SEBEP VE SONUÇLARIYLA TÜRKİYE’DE YOKSULLUK GERÇEĞİ: TRB2 BÖLGESİ ÜZERİNDE BİR İNCELEME


Creative Commons License

İzci F., Çiçek Ç.

26. ULUSLARARASI KAMU YÖNETİMİ FORMU (Karmaşık Sorunlar Karşısında Kamu Yönetimi: Yaklaşımlar, Politikalar ve Uygulamalar)), Trabzon, Türkiye, 24 - 26 Nisan 2025, ss.920-922, (Özet Bildiri)

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Trabzon
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.920-922
  • Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Genişletilmiş Özet

Yoksulluk, günümüzde sadece gelişmekte olan ülkelerin değil, neredeyse dünya genelinin karşı

karşıya olduğu önemli sorunlardan biridir. Dünya Bankası, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı

(UNDP) gibi büyük uluslararası kuruluşlar, yoksulluğun önlenmesi için stratejiler geliştirmekte,

ancak sorunun çözülmesi bir an evvel olacak bir konu değildir. Yoksulluk, ise sadece gelir eksikliği

ile açıklanabilecek bir gerçeklik olmadığı gibi çok boyutlu bir problemdir. Toplumsal yapıdan,

ekonomik ilişkilerden, kültürel normlardan ve psikolojik faktörlerden etkilenebilmektedir.

Yoksulluk, sadece gelir düzeyinin düşük olmasından ibaret olarak görülse de, bu yaklaşım sorunun

bütünsel yapısını gözden kaçırmaktadır. Yoksulluk, toplumun yapısını oluşturan üretim araçlarının

mülkiyeti, gelir dağılımı ve bölüşüm ilişkileri gibi yapısal sorunları da içermektedir. Yoksulluğun

ekonomik boyutunu ele alırken, sadece gelir eşitsizliğinden değil, aynı zamanda sosyolojik ve

psikolojik faktörlerden de söz edilmelidir. Yoksulluk, sadece nesnel bir kriterle ölçülemez. Yoksul

olmak, bireylerin toplumsal yapıda nasıl bir konumda olduğunu ve bu durumun onların yaşamını

nasıl şekillendirdiğini belirleyen bir süreçtir. Yoksulluğun insan yaşamına etkisi, fiziksel ihtiyaçların

ötesine geçer. Dolayısıyla gelir eşitsizliği, toplumsal dışlanmanın, psikolojik sıkıntıların ve kültürel

engellerin bir sonucu olarak, yoksullar yalnızca maddi olarak değil, aynı zamanda toplumsal ve

psikolojik olarak da daha kırılgan hale gelirler.

Yoksulluğun tanımlanması konusunda karşımıza çıkan ilk sorunlardan biri, kimin yoksul sayılacağı

kimin yoksul sayılmayacağıdır. Bu konuda iki temel yaklaşım öne çıkmaktadır: biri mutlak yoksulluk

diğeri ise göreli yoksulluk. Mutlak yoksulluk, belirli bir gelir seviyesinin altında kalan kişileri yoksul

olarak kabul etmektedir. Genellikle, bir kişinin günlük gelirinin bir doların altında olması, mutlak

yoksulluk sınırının bir göstergesi olarak kabul edilmektedir. Ancak, bu yaklaşımın sınırlılıkları

bulunmaktadır. Zira, bu yöntem, yoksulluğun yalnızca ekonomik bir durum olarak ele alınmasını

sağlamakta ve sosyal dışlanma, eğitim, sağlık hizmetlerine erişim gibi daha geniş bir sorunu göz ardı

edebilmektedir. Diğer taraftan, göreli yoksulluk yaklaşımı, yoksulluğu belirli bir toplumdaki gelir

eşitsizliği ile ilişkilendirir. Göreli yoksulluk, toplumdaki gelir dağılımının belirli bir oranına dayalı

olarak tanımlanır. Ancak, bu yaklaşım da tek başına yoksulluğun çözülmesi için yeterli değildir;çünkü yoksulluk yalnızca gelirle ilgili bir mesele olmayıp, aynı zamanda bireylerin yaşam koşulları

ve toplumsal statüleriyle de ilişkilidir.

Gelişmekte olan ülkeler, ekonomik kalkınmayı ve büyümeyi hızlandırırken, aynı zamanda

yoksulluğu da azaltmaya yönelik reformlar yapma çabası içindedirler. Ancak, hem ekonomik

kalkınmayı artırmak hem de yoksulluğu azaltmayı aynı anda başarmak, büyük zorluklar

içermektedir. Küresel çapta var olan yoksulluk gerçeğinin yanından bölgesel zorlukların da

yoksulluğa etki ettiği bilinmektedir. Türkiye ekonomik göstergelerde son zamanlarda ivme kazansa

da halen bölgeler arası farklılıkların olduğu resmi raporlardan ve yoksulluğa ilişkin verilerde göze

çarpmaktadır.

İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflandırması (İBBS), Avrupa Birliği’nde bölgesel istatistiklerin ortak

bir mekansal sınıflandırma temelinde üretilmesi maksadıyla 1970’lerden itibaren Eurostat tarafından

geliştirilmiş ve 1988’de AB mevzuatına dahil edilmiştir. Türkiye’de ise İBBS, 2001 yılında AB

Müktesebatına uyum süreci kapsamında kabul edilmiş, Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) ve TÜİK’in

koordinasyonunda yürütülen çalışmalar neticesinde 28 Ağustos 2002’de Bakanlar Kurulu Kararı ile

yürürlüğe girmiştir. Bu sınıflandırmaya göre Türkiye, üç düzeyde bölgelere ayrılmıştır: Düzey-1’de

12 bölge, Düzey-2’de 26 alt bölge ve Düzey-3’te 81 il yer almaktadır. Gruplandırma, Türkiye’nin

ekonomik, sosyal ve kültürel farklılıklarını analiz etmeyi kolaylaştırmakta, bölgesel kalkınma

politikalarının geliştirilmesine, istatistiksel veri toplanmasına ve bölgesel eşitsizliklerin azaltılmasına

katkı sunmaktadır. İBBS kapsamındaki Düzey-2 bölgelerinden biri olan TRB2 Bölgesi, Türkiye’nin

Doğu Anadolu Bölgesi’nde yer alır ve Bitlis, Muş, Hakkâri ile Van illerini kapsar. Bölgesel planlama

ve analizlerde kullanılan bu sınıflandırma, söz konusu bölgede ekonomik ve sosyal kalkınmanın

desteklenmesi, yerel ihtiyaçlara uygun politikalar üretilmesi ve bölgesel gelişmişlik farklarının

giderilmesi açısından önemli bir araçtır.

TRB2 Bölgesi Türkiye'nin sosyo-ekonomik açıdan en zorlayıcı bölgelerinden birini

oluşturmaktadır.TRB2 Bölgesi, Türkiye'nin diğer bölgeleriyle kıyaslandığında, sosyal ve ekonomik

göstergeler açısından daha düşük seviyelerde yer almakta olup, genellikle ülke sıralamasında alt

sıralarda yer almaktadır. Bölge, özellikle ekonomik kalkınma, istihdam oranları, eğitim düzeyi ve

sağlık hizmetlerine erişim gibi temel alanlarda belirgin bir gerilik sergilemektedir. Bu durum,

bölgenin, Türkiye'nin genel sosyo-ekonomik gelişmişlik düzeyinin oldukça gerisinde kaldığını

göstermektedir. Bu sosyo-ekonomik eşitsizlikler, TRB2 Bölgesi'nde yaşayan bireylerin yaşam

kalitesini olumsuz etkileyerek yoksulluğun artmasına sebep olmaktadır. Dolayısıyla, bölgedeki

yapısal eşitsizlikleri ortadan kaldırmak ve kalkınma süreçlerini hızlandırmak için özel stratejilerin

geliştirilmesi büyük bir önem arz etmektedir. Ayrıca TRB2 bölgesi, yoksulluk oranları, sınırlı

istihdam oranları ile de dikkat çekmektedir. TRB2 Bölgesi'nde yoksulluk, sadece bir gelir sorunu

değil, aynı zamanda daha karmaşık toplumsal ve yapısal sorunların bir neticesidir. Tarıma dayalıekonominin zayıf olması, işsizlik oranlarının yüksekliği ve sosyal hizmetlere sınırlı erişim, bölgedeki

yoksulluğu pekiştiren faktörlerden sadece birkaçıdır. Bölgedeki yoksulluk, sadece maddi ihtiyaçların

karşılanmasıyla çözülemeyecek kadar önemli bir meseledir.Sosyal yardım sistemlerinin

iyileştirilmesi, eğitim olanaklarının artırılması, yerel tarımın verimliliğinin yükseltilmesi ve istihdam

olanaklarının çeşitlendirilmesi, bölgedeki yoksulluğun ortadan kaldırılmasına katkı sağlayabilir.

Ancak çözüm önerileri bölge halkının yalnızca temel yaşam ihtiyaçları karşılanmakla kalmamalı,

aynı zamanda eğitim, sağlık ve istihdam gibi temel haklara erişimleri de sağlamalıdır. Dolayısıyla

yoksullukla mücadeleye yönelik atılacak adımların yalnızca ekonomik yardımlarla sınırlı kalmaması,

yapısal reformlarla desteklenmesi önem arz etmektedir. Sonuç olarak, yoksulluk sadece bir gelir

sorunu değil aynı zamanda sosyal dışlanma, toplumsal eşitsizlikler ve kültürel engellerle birleşerek

daha karmaşık bir hale gelebilmektedir. Yoksulluğun çözülmesi için, sadece yüzeysel müdahaleler

değil, yoksulluk gerçeğinin kökenlerine inen yapısal reformlar gerekmektedir. TRB2 Bölgesi

özelinde, yoksulluğun üstesinden gelmek, sadece ekonomik büyüme sağlamakla mümkün değildir.

Toplumsal eşitlik, eğitimde fırsat eşitliği, sosyal hizmetlere erişim ve adil gelir dağılımı gibi unsurlar,

bu sorunun çözülmesinde önemli bir rol oynayacaktır. Yoksulluk, karmaşık bir toplumsal sorundur

ve yalnızca bütünsel bir yaklaşım ile çözüme kavuşturulabilir.

Çalışma, Türkiye’nin dünya ülkeleri arasındaki yoksulluk haritasını ortaya koymayı, özelde ise

TRB2 Bölgesi’nde yer alan illerin yoksulluk durumunu farklı kriterler çerçevesinde analiz etmeyi

amaçlamaktadır. Analizlerden elde edilen veriler ışığında, yoksulluk sorunlarını azaltmaya ve uzun

vadede ortadan kaldırmaya yönelik somut öneriler geliştirilmesi hedeflenmektedir. Ayrıca TRB2

Bölgesi’ndeki yoksulluğun çok boyutlu yapısını anlamayı amaçlamakta olup, bölgedeki gelir

eşitsizliğinin toplumsal dışlanma, eğitim ve sağlık hizmetlerine erişim gibi diğer yoksulluk

göstergeleriyle olan etkileşimini incelemektedir. Bu kapsamda, bölgesel yoksulluğun dinamiklerini

bütüncül bir yaklaşımla ele alarak, sürdürülebilir çözümler sunmayı amaçlamaktadır. Çalışmada nitel

araştırma yöntemi tekniklerinden biri olan doküman analizi ve istatistiki verilerin incelenmesi

yöntemi kullanılmıştır.

Anahtar Kelimeler: Yoksulluk, TRB2 Bölgesi, Gelir Dağılımı, Sosyal Dışlanma

THE REALITY OF POVERTY IN TÜRKİYE WITH ITS CAUSES AND CONSEQUENCES: AN ANALYSIS ON TRB2 REGION

 

Abstract

Poverty is one of the most important socio-economic problems on a global scale today and has a multi-dimensional structure that is not limited to lack of income. This study aims to examine the dynamics of poverty in the TRB2 Region of Turkey (Bitlis, Muş, Hakkâri, Van) by addressing the economic, social and psychological dimensions of poverty. TRB2 Region is one of the most disadvantaged regions of Turkey within the scope of the Classification of Territorial Units for Statistics (NUTS) and stands out with its low income level, high unemployment, inadequate access to education and health services. Poverty in the region is deepened by structural problems such as the weakness of the agriculture-based economy and limited employment opportunities. The study draws attention to the limitations of absolute and relative approaches to poverty and emphasises that poverty is related not only to income inequality but also to fundamental rights such as access to education, health and social services. In the specific case of TRB2 Region, the necessity of not only economic growth but also structural reforms such as equal opportunities in education, improvement of social services and fair income distribution is revealed for the solution of poverty. Analyses carried out in the light of qualitative research methods and statistical data aim to understand the multidimensional structure of poverty in the region and to develop sustainable solutions. In this context, it is recommended to adopt a holistic approach in the fight against poverty and to ensure social equality. The study aims to provide an interdisciplinary perspective to understand the complex structure of poverty and to find solutions.

Keywords: Poverty, TRB2 Region, Income Distribution, Social Exclusion.