Sözlü Kültürden Performans Sanatına Tragedyanın Kökenine Dair Yeni Bir Ontoloji: Memoratlar


Creative Commons License

Korkmaz G.

IV. ULUSLARASI SANAT SEMPOZYUMU/4th INTERNATIONAL ART SYMPOSIUM, Kocaeli, Türkiye, 12 - 16 Mayıs 2025, ss.1-9, (Tam Metin Bildiri)

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Kocaeli
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.1-9
  • Açık Arşiv Koleksiyonu: AVESİS Açık Erişim Koleksiyonu
  • Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Tragedya, akademik açıdan çoğunlukla “kolektif ritüeller” zemininde ele alınmış; dahası, ritüelistik olanın en temel yapı taşı biçiminde Mitos olgusu “anlatının” ontolojik zemini biçiminde işaretlenmiştir. Ritüel’in genellikle kolektif olan yönü düşünülürken, münferit/bireysel olabilirliği ise ontolojik açıdan dikkate değer görülmemiştir. Ritüel anlatı açısından “Mitos”un başlangıç olduğu yönündeki kabul ise mitos öncesi “söylencenin” varlığı hususunu görmezden gelmiştir. Aristoteles’in, Dionisoscu ontolojisine (Poetika) karşılık yaklaşık yirmi iki asır sonra Friedrich Nietzsche’nin reddiyesi olarak da değerlendirebileceğimiz tragedyaya dönük ontolojik mütalaası (Tragedyanın Doğuşu) ise güdük kalmıştır. Ancak, 1950’lerden sonra post-modern yaklaşımla birlikte Tiyatro bağlamında performans sanatı, bedenin biricikli ğini diğer bir ifadeyle bireysel varoluşu özellikle işaretlemiş ve kendine ontolojik bir zemin arayışına girmiştir. Nihaye tinde Modern Çağ’ın “Bakhalar’ı ve Mainadlar’ı” ontolojik zeminsizliğin getirisi olarak uzamsal olanı bir türlü mekâna dönüştürememiş, “biricik” olmaklıkları yine kitlesel/kolektif olanın altında kalmıştır. Halkbilim çalışmalarının tespit ettiği “Memorat” olgusu, bir kişinin münferit tabiatüstü deneyimlerine ve bu dene yimleri dile getiren anlatıya işaret etmektedir. Öyleyken Memorat, varoluşsal bakımdan bir yabancılaşma hali olarak tespit edilmiş ve bu yabancılaşmanın da yapısal açıdan oyunsallık/ritüelistik biçimde tasarlanan pratiklerle aşıla bildiği gözlemlenmiştir. Dahası Memorat olgunun, mitik (Mitos) anlatıyı da öncelediği bulgulanmıştır. Buradan ha reketle; Memorat olgusunun Tragedyanın kökenine dair yeni bir ontolojik zemin yaratacağını düşünmekteyiz. Bu çalışmada, Antropolojik ve Halkbilimsel verilerin en son bulguları ışığında Memorat’ın anlatı aygıtı olarak mitosu öncelediği, bununla birlikte ritüelistik olanın da ilkin kolektif olmaklıktan ziyade münferit olmaklığı tespit edilecektir. Nihayetinde “Anlatı” ve “Ritüel” olanın ontolojisine dair bu yönlü bulguların ise Tragedyanın kökenine dair yeni bir ontolojik düşünüşü zorunlu kıldığı görüşü savunulacaktır.

Anahtar Kelimeler Tragedya, Memorat, Ritüel, Tiyatro, Performans

Dipnot “Ontikoontolojik” terimi, “ontik” ve “ontolojik” kelimelerinin birleşiminden oluşur ve genellikle felsefi bağlamda kullanılır.

Ontik: Varlığın ne olduğuyla, yani fiziksel ve gözlemlenebilir yönleriyle ilgilidir. Kategorik olanı işaretler. (Gerçeklikte var olan şeyler, olgular)

Ontolojik: Varlığın nasıl var olduğu (tarzı), varlık yapısı ve anlamı üzerine sorgulamalarla ilgilenir. (Varlık felsefesi) Bu iki kavramı bir araya getiren “ontikoontolojik”, hem var olan şeylerin doğasıyla (ontik) hem de varlıklarının anlamı ve temel yapısıyla (ontolojik) ilgilenen bir yaklaşımı ifade eder. Özellikle Martin Heidegger’in felsefesinde, varlığın sadece nesnel olarak değil, aynı zamanda anlam (Hermeneutik) düzeyinde de ele alınmasını vurgulayan bir kavram olarak geçer.

 The phenomenon of ‘Memorate’ identified by folklore studies points to the individual supernatural experiences of a person and the narrative that expresses these experiences. As such, Memorate has been identified as a state of existential alienation, and it has been observed that this alienation can be overcome through practices designed in a playful/ritualistic manner. Moreover, it has been found that the phenomenon of Memorate precedes mythical (Mythos) narrative. Considering the findings on the memorate phenomenon; the fact that Tragedy is mostly handled on the basis of ‘collective rituals’ and the placement of Mythos as the ontological ground of the ‘narrative’ device on the basis of the ritualistic one requires questioning the assumptions about the Origin of Tragedy. So much so that; while the collective aspect of the ritual is generally taken into account, it is seen that individuality and singularity are ontologically neglected. The acceptance of mythos as the beginning ignores the existence of pre-mythos ‘narrative genres’. However, it has now been established that Memorate precedes Mythos as a ‘ritualistic narrative device’. In this study, it will be determined that Memorate, as a narrative apparatus, precedes myth, and that the ritualistic, rather than initially being collective, is in fact initially individual. Ultimately, it will be argued that these findings re garding the ontology of “Narrative” and “Ritual” necessitate a new ontological perspective on the origins of Tragedy.

Keywords

Tragedy, Memorate, Ritual, Theatre, Performance 

 Footnote The term ‘onticoontological’ is a combination of the words ‘ontic’ and ‘ontological’ and is often used in a philosophical context. Ontic: It is concerned with what existence is, i.e. its physical and observable aspects. It marks the categorical. (things existing in reality, phenomena) Ontological: It deals with the questioning of how existence exists (mode), the structure and meaning of existence (philosophy of being). Bringing these two concepts together, ‘onticontological’ refers to an approach that deals with both the nature of existing things (ontic) and the meaning and basic structure of their existence (ontological). Especially in Martin Heidegger’s philosophy, it is a concept that emphasises the consideration of existence not only objectively but also at the level of meaning (hermeneutics).