5 th International Creation Congress In the Light of Sciences, Kütahya, Türkiye, 21 - 23 Ekim 2021, ss.14-15
Evrim hipotezini ortaya atan
bilim insanları tarihsel süreçte hipotezin ortaya çıktığı günden günümüze kadar
sürekli tekil bir dil ile, atomdan moleküle, molekülden monomere, monomerden polimere, polimerden
hücreye, hücreden dokuya, dokudan organa, organdan sisteme, sistemden en son
organizmaya kadar bir başlangıçtan bir kökenden bahsederken, son yıllarda
ekosistem içerisinde canlılar arasındaki alışveriş ve cansızlar ile canlılar
arasındaki etkileşimin inkar edilemez etkileri ortaya çıkınca yaşamı anlatabilmek için birlikte oluşmuşlar
birlikte evrimleşmişler şeklinde çoğul bir dil kullanmaya başlamışlardır.
Bu durum temel felsefeleri olan “hayat bir mücadeledir” görüşünü tamamen
ortadan kaldırmakta “hayat bir yardımlaşmadır” demeye mecbur olmaktadırlar.
Çalışmamızda birlikte evrimleşmenin mümkün olmadığı örneklerle ortaya konmakta
ve argümantasyon yapılmaktadır.
Canlılar alemine gelmeden, cansızların bile yağmurun kayaları
parçalayarak toprağın oluşumunda oynadığı rolün ve ayrıca suyun tüm canlılık
faaliyetlerindeki kritik önemini düşündüğümüzde birlikte evrim ile cansız-cansız,
canlı-cansız ve canlı-canlı arasındaki ilişkilerle bugünkü hale gelmeleri için
hiçbir zaman akıl, irade ve tasarruf sahibi olmayan maddeye karşılıklı iletişim
ve birlikte hareket etme yeteneği vermeğe mecbur olmak anlamına gelmektedir.
Bugüne kadar doğal bir sistemde moleküler ve
işlevsel düzeyde gerçek anlamda bir karşılıklı evrimi gösteren bir örnek
yoktur. Dolayısıyla bilim ilerledikçe hiçbir şeyin
birbirinden bağımsız olmadığı anahtar kilit şeklindeki bir planın parçası
olarak ilmi ilahide yaratıcının istediği tarzda ve programda meydana geldiğini
ispat ve ilan etmektedir.