Şâfiî Mezhebinde Gâib Malın Satış Akdine Konu Yapılmasıyla İlgili Görüşlerin Analizi


Creative Commons License

Aslan M. S.

Şırnak Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, sa.32, ss.220-241, 2023 (ESCI)

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Basım Tarihi: 2023
  • Dergi Adı: Şırnak Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
  • Derginin Tarandığı İndeksler: Emerging Sources Citation Index (ESCI)
  • Sayfa Sayıları: ss.220-241
  • Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Özet Akit meclisinde hazır bulunmayan veya hazır bulunduğu halde görülmeyen bir malın satış akdine konu yapılması Şâfiî fakihlerin tartıştığı meselelerden biridir. Bu konu aynı zamanda günümüz ticaret hayatını yakından ilgilendirdiği için güncelliğini koruyan bir meseledir. Şâfiîler’e göre satış akdinin hukuken geçerli bir şekilde kurulması için mahallü’l-akd denilen akit konusunun mevcut, teslimi mümkün ve meşru olmasıyla birlikte “malûm” olması gerekmektedir. Onlara göre bu şartlardan birinin eksik olması durumunda akit bâtıl olur ve hiçbir hukuki netice doğurmaz. Öyleyse satılan malın tarafları aldanmaya ve nizaa sürüklemeyecek derecede “malûm” olması gerekmektedir. Satış akdinde satılan malın akit meclisinde görülmesi veya akit yapılmadan önce görülmüş olması durumunda malum hale gelmiş olur. Şâfiîler’in gâib malın alım satımı hakkındaki yorumlarından ve verdikleri örneklerden anlaşıldığına göre gâib mal, sözleşme sırasında akit meclisinde hazır bulunmayan veya bulunduğu halde taraflarca görülmeyen maldır. Bu nedenle satış akdi esnasında satılan malın akit meclisinde hazır bulunmaması veya hazır bulunmasına rağmen görülmemesi “gâibin satışı” adıyla ifade edilmektedir. Şâfiîler’in kahir ekseriyeti, garar satışını yasaklayan hadisten hareketle akde konu olan malın akit kurulurken akit meclisinde hazır bulunması ve taraflarca görülmesi gerektiğini savunmaktadır. Zira onlara göre tarafların akit meclisinde hazır bulunan malları satış akdine konu yapmaları halinde belirsizlikten ve aldanmaktan korunmaları mümkün olmaktadır. Öte taraftan bazı Şâfiîler, akit meclisinde hazır bulunmayan bir malın satış akdine konu yapılmasını hem satıcı hem alıcı için caiz görmektedir. Şâfiîler’in bir kısmı da gâib malın satış akdine konu yapılmasının sadece alıcı için caiz olduğunu savunmaktadır. Gâib malın satış akdine konu yapılmasını caiz gören Şâfiî fukahâsı, gâib olan malın cinsi, nevi ve yeterli derecede ayırt edici özellikleri zikredilerek satılmasını uygun görmektedir. Bu fakihler, taraflara gâib malı gördükten sonra akdi feshetme imkânını vermektedir. Belirsizliğin tarafları aldanmaya ve çekişmeye sürükleyebileceği sebebiyle gâibin satılmasını caiz görmeyen Şâfiîler’in bu endişesi, taraflara akdi bozmaya yönelik muhayyerlik hakkının tanınmasıyla ortadan kalkmaktadır. Gâibin satışını caiz gören Şâfiîler alıcıya muhayyerlik hakkının tanınması sayesinde bu tür satımın garar içermeyeceğini belirtmiş ve konu hakkında olumsuz görüş sahiplerinin delil olarak gösterdikleri hadisin garar içeren, yani sonu belirsiz olan satış akitleriyle ilgili olduğunu söylemişlerdir. Gâibin satılmasıyla ilgili Şâfiîler’in bu tartışmaları, ticarî hayatın fazla gelişmediği, istenilen malın hemen elde edilemediği, iletişim ve ulaşım araçlarının bulunmadığı ve fabrikaların mevcut olmadığı bir zamanda söz konusu olmuştur. Günümüzde ise insanlar sadece malın etiketine bakarak veya satıcının beyanına dayanarak alışveriş yapmaktadır. Hatta akit konusunun sözleşme esnasında görülmesinin şart koşulması günümüzde sıkıntılara neden olabilmektedir. Bu nedenle Şâfiî fakihlerin gâibin satışıyla ilgili görüşlerinin günümüzdeki ticarî hayat açısından analiz edilmesi önem kazanmaktadır. Bundan hareketle çalışmada Şâfiîler’in gâibin satışıyla ilgili görüşlerini konu edindik. Çalışmamızda öncelikle Şâfiîler’in eserlerini inceleyerek konu hakkındaki görüşlerini ortaya koymayı hedefledik. Çalışma boyunca İmâm Şâfiî’den itibaren Şâfiî fakihlerin görüşlerini analiz edip detaylı bir şekilde inceledik. Böylece konuyla ilgili görüşleri analitik yöntemle değerlendirdik ve günümüzdeki ticarî şartlara daha uygun düşen görüşü belirledik. Şâfiî mezhebinde gâibin satışıyla ilgili görüşleri konu edinen bu çalışmada “gâib”in mahiyeti ve kapsamını, satış akdine konu yapılmasını, klasik dönem Şâfiî fakihlerin konuyla ilgili görüşlerini ortaya koymayı ve söz konusu görüşleri günümüz ticarî hayatın şartları çerçevesinde incelemeyi amaç edindik.