Türk Nöroşirürji Derneği, 29. Bilimsel Kongresi, Antalya, Türkiye, 17 - 25 Nisan 2015, cilt.25, ss.244, (Özet Bildiri)
Amaç: Ganglioglioma beyin tümörlerinin %1’den azını oluşturur.
Olguların %1-8’i ilk tanı anında yüksek dereceli özellikler gösteren primer
anaplastik tümörlerdir. Önceden düşük dereceli olan gangliogliomların
%2-14, 5 kadarının izlemde yüksek dereceli gangliogliomaya dönüştüğü
(sekonder anaplastik ganglioglioma) bildirilmiştir. Ganglioglioma
çocuklarda ve genç erişkinlerde daha sık görülürken anaplastik
ganglioglioma genç ve orta yaşlı erişkinlerde daha sık bildirilmiştir.
Yöntem: Düşük dereceli glioma radyolojik tanısı ile 14 yıl izlem sonrası
anaplastik özellikler gösteren frontal yerleşimli ganglioglioma olgusu
sunuldu.
Bulgular: On dört yıl önce baş ağrısı nedeniyle incelenirken sağ frontal
perisylvian düşük dereceli gliomla uyumlu bir lezyon saptanan ve başka
bir merkezde patolojik tanı olmaksızın izlem önerilen 51 yaşında kadın
hastanın on yılı aşkın süredir kontrole gitmediği ve 1 aydır sol tarafında
güçsüzlük yakınması başladığı öğrenildi. Muayenesinde solda 4/5 kas
gücüyle giden hemiparezi ve vücut sol yarısında hemihipoestezi saptandı.
Manyetik rezonans görüntüleme incelemesinde sağ frontal kitlenin 14 ve
13 yıl önceki tetkiklere göre büyüdüğü ve daha önce kontrast madde ile
boyanmazken boyanır hale geldiği izlendi. Kitlenin çevresinde ödem alanı
vardı. Diff üzyon ağırlıklı incelemede kitlede belirgin kısıtlanma ve düşük
ADC değerleri olmadığı izlendi ve yüksek dereceli glial tümör düşünüldü.
Kitle subtotal olarak çıkarıldı. Girişim sonrası nörolojik tabloda değişme
olmadı. Patolojik inceleme sonucu glial komponentinde nekroz ve
mikrovasküler proliferasyon gibi malignite özellikleri izlenen ve Ki-67
indeksi en yoğun olduğu alanlarda %2-3 olarak saptanan, neoplastik
ganglion hücrelerinin de eşlik ettiği anaplastik ganglioglioma tanısı
kondu. Tümörün anaplazi özellikleri taşıması nedeniyle radyoterapi
uygulandı. Cerrahi girişimden 3, 5 ay ve radyoterapinin sonlanmasından
1, 5 ay sonra hastanın yakınması yoktu.
Tartışma: Düşük dereceli ganglioglioma iyi gidişli bir tümör olsa da %2-14,
5 olguda zamanla kendiliğinden ya da radyoterapi sonrası yüksek dereceli
tümöre dönüşebilir. Tümörün total çıkarılması, tümör derecesi ile birlikte
prognozda etkili en önemli faktördür. Yüksek dereceli gangliogliomlarda hastalığın gidişi tümörün total çıkarılıp çıkarılmamasına ve anaplazinin
derecesine bağlıdır.
Görüntüleme özellikleriyle düşük dereceli glial tümör olarak
değerlendirilen beyin tümörlerinin tedavisiz izlenmesi yerine patolojik
tanılarının konması ve mümkünse total çıkarılması önerilir.