Sosyal Bilimler Araştırma Dergisi, cilt.12, sa.4, ss.572-584, 2023 (Hakemli Dergi)
İsmi Muhemmed olmasına rağmen halk arasında bilinen lakabıyla Feqiyê Teyran’ın hayat yolculuğu 1561’de
Hakkâri’nin Müküs (Bahçesaray) ilçesine bağlı Werezûz Köyü’nde başlamıştır. İslam’dan beslenen klasik Kürt
tasavvuf edebiyatının ilk temsilcilerindendir. Yaşamı boyunca anlaşılır bir dil ve uğruna büyük mücadeleler
verdiği yitik aşkını şiirleriyle anlattığı gibi bin bir çiçeğin birlikte yaşadığı Doğu coğrafyasının insanı ile iç içe
olmuştur. Ancak ömrünün bereketi yaşadığı ölümü bedenen öldürmesine rağmen şikâyet etmediği ve dilberlere
atfettiği yitik aşkı yüzyıllarca yaşamaya devam etmiştir. Müküs, Cizre ve Hizan hinterlandında içselleştirdiği
ruhu kuşlara talebelik etmiş bu da onu “Feqiyê Teyran” yapmıştır. Müküs Çayı onun Allah’a, tabiata ve Sinem
gibi dilbere duyduğu tükenmez aşkını dile getiren şiirlerindeki temayı Botan Çayı üzerinden Dicle Nehri’ni
aracı kılarak Mezopotamya’ya taşımıştır. Kürtlerin Yunus Emre’si olması bu nedenledir. Nitel araştırma
yöntemi uygulanarak yazılan makale, Feqiyê Teyran’ı kartal yuvalarına götüren ve bu nedenle de yaşayamadığı
ama dilberler üzerinden 1632 tarihine kadar yaşayan ruhunu günümüze kadar yaşatan yitik aşkını anlatmaktadır.